bugün güzel bir gün. barmen arkadaşlar barı hazırlıyorlar. gece güzel bir parti var. Absolut Vodka'nın yaza merhaba gecesi çeşme - queen'de düzenleniyor. ben de işletmecilerle beraber çalışıyorum. gece olduğunda yine birbirinden güzel kızlar saracak barın etrafını ve sonra şov kızları barın hemen üstüne çıkıp sadece bir tanga ile dans edecekler. evet, az sonra her şey hazır olacak.
barın içerisinde kasa da yerimi aldıktan sonra büyülü geçecek geceyi beklemeye başladım. yavaş yavaş gelmeye başlıyordu insanlar. ve işte güzel bir kız kasanın olduğu bölümde oturdu. siparişini bana verdi. "bir şişe jack daniel's lütfen..." bu kızın bir şişe jack'i tek başına içeceğine inanmak gerçekten güç. "küçük bir şişe dedin sanırım? *" , "aksine başlangıç sadece bu" , "yok artık." , "ciddiyim. iyi içerim, şahit olacaksın zaten" , "hadi bakalım. isim nedir? hakan ben" , "dilara benim de. memnun oldum." , "ne iş yapıyorsun dilara?" , "burada üç yıldızlı bir otel işletiyorum. beklerim gel." , "eğer bir gün üç yıldızlı otellerde kalmayı düşünürsem mutlaka gelirim *" , "güzeldir otelim. küçümseme öyle." ... sohbetimiz iyice koyulaştıktan sonra gerçekten de bir şişe jack'in bittiğine şahit oldum. sonrasında kendisi ile iddialara girmeye başladık. içerim içemezsin iddiaları...
gece sona ermişti ve dilara'nın kalkmaya hali kalmamıştı. "seni ben bırakırım. bu halde üç yıldızlı oteli bulacak potansiyel yok sende. bir pansiyon falan belki." her şeye gülen o güzel kafası ile kahkahalar atmaya başladı. "peki, loca da bekliyorum ben seni." hesapları kapadıktan sonra dilara'yı alıp işlettiği otele doğru yola çıktım. sonra odasına çıktık. o gece ve sonra ki 1 hafta beraber vakit geçirdik. birbirine aşkla değil, sohbet ve muhabbetle bağlı olan iki maceracı olduğumuzu fark ettim. ve bir ortak nokta daha... ikimiz de sevişmeyi seviyorduk.
bir haftanın sonunda kendi otelime geçtim. her şey için teşekkür ederek. aradan sadece 1 hafta geçmişti ki dilara yine kulübe gelmişti. yalnız olduğunu düşünerek gülümsedim geldiğini görünce. ama hemen yanında birisi daha belirdi. yine kasanın yanına oturdular beraber. dilara bizi tanıştırarak "hakancım tanıştırayım, eşim emre"
