ayyıldızlı osmanlı nişanı taşıyan ingiliz general

entry2 galeri
    1.
  1. amiral nelson'dur.

    Amiral Nelson, 1798 yılında Fransızlar’a karşı yaptığı bir deniz savaşında sağ kolunu kaybetmiş ve ingiltere’de bir süre tedavi görüp iyileştikten sonra bütün şiddetiyle devam eden savaşta görevinin başına dönmüştü.

    Çekilen Fransız donanması şimdi Akdenizdeydi ve nereye yöneleceği bilinmiyor ve haber alınamıyordu. Oysa Fransız gemileri, Napolyon Bonapart’ın hiç beklenmedik kararıyla rotalarını mısır'a çevirmişti. Akdeniz’de ateşli bir arama ve kovalamaca başlamış, Nelson tam 2 ay boyunca Fransız donanmasının izini aramıştı.

    Malta adasını zapt eden Fransız filosunun, Mısır’ın iskenderiye şehrine yöneldiği haberi gelmesi üzerine iskenderiye’ye Napolyon’dan önce varmaya karar veren Nelson, düşmanlarından 2 gün önce iskenderiye’ye ulaşmıştı.

    iskenderiye limanında Fransızlar’ı bulamayan Nelson geriye dönmüş fakat 60 mil açıkta limana doğru ilerleyen Fransız donanmasını görememişti. Filolar birbirinden habersiz bir şekilde ters yönde geçip gitmiştir.

    Napolyon iskenderiye’ye doğru ilerlerken, Nelson da ters istikamette uzaklaşıyordu. Fransızlar’ı ellerinden kaçıran ingilizler ancak 1 ay sonra yerlerini öğrenebildiler.

    Dönüp dolaşıp iskenderiye limanına geri gelen ingiliz filosu, 1 Ağustos 1798’de, gün batımına yakın bir saatte nihayet Fransız gemilerini gördü. Amiral Nelson hiç vakit kaybetmeden hücum emrini verdi. Baskına uğrayan Fransız gemileri büyük bir şaşkınlık içindeydi. 5 Fransız gemisine, 8 ingiliz gemisi ateş karşı karşıyaydı. Saatler gece yarısını gösterirken, Napolyon’un Mısır’a çıkarma yaptığı filosu darmadağın olmuş, çoğu batmış veya esir alınmıştı. Bu arada Amiral Nelson da başından ağır bir şekilde yaralanmıştı.

    Napolyon 19 martta, Osmanlı toprağı Filistin’in kuzeyinde çok stratejik bir konumu olan Akka Kalesi önlerine geldi. Küçük bir liman olan Akka, hayatının 50 yıldan fazlasını savaş meydanlarında geçirmiş ve yetmişini aşmış bir Osmanlı komutanı olan Cezzar Ahmed Paşa tarafından korunmaktaydı. Mısır ve Filistin’e çıkan Napolyon, Akka Kalesi’ni de bir kaç gün içinde alacağından emin olarak Cezzar Ahmed Paşa’ya yazdığı mektupta: “işte kalenin duvarları önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük ömrünü almak bana birşey kazandırmaz. Seninle savaşmak istemiyorum. Benimle dost ol ve kaleyi teslim et!..” demiş ve karşılığında da: “Hamdolsun gücümüz yetiyor ve elimiz silah tutuyor. Geri kalmış birkaç günlük ömrümüzü de, küffar ile cenklerde geçiririz!” cevabını almıştı. Ünlü Fransız general Paşa’nın bu cevabını okuyunca etrafındakilere: “Anlaşıldı, bu ihtiyar bizim birkaç günümüzü heba edecek ama merak etmeyin, iki gün sonra şehrin ortasındayız.” diyerek 19 Mart günü savaşa başladı. Tam 64 gün devam eden ve her gün biraz daha artan baskıya rağmen her hücum püskürtülerek Fransız askerlerine ağır kayıplar verdirildi.

    Napolyon ummadığı bu durum karşısında ne yapacağını şaşırıp yüksek rütbeli bir subayını kaleye göndererek “direnmenin netice vermeyeceğini, şehir teslim edilirse Paşa’nın ordusu ve ağırlıklarıyla beraber istediği yere gitmesine -güya- müsaade edeceğini” bildirdi ise de Cezzar Ahmed Paşa’dan “Devlet bizi bu kaleyi teslim etmek için vezir yapmadı. Ben Cezzar Ahmed Paşa, şehitlik mertebesine ulaşmadan bir karış toprak vermem! ” cevabını aldı. iyice çileden çıkan Napolyon yaptığı yeni planlarla topçularına geceli gündüzlü Akka Kalesi’ni dövdürdü. Fakat açılan gediklerden şehre giren herkes Osmanlı askerinin müdahalesiyle yok ediliyordu.

    Gece dahi meşaleler ışığında Akka’ya hücuma devam eden Fransız Ordusu meydana gelen çarpışmalarda yarı askerini Akka kapılarında ölü olarak bırakarak ağır bir yenilgi aldı. Bu müthiş hezimete “Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı! ” diye hayıflanan Napolyon, tüm ağırlıklarını kumlara gömdürüp önce 21 Mayıs’ta Kahire’ye gitti. Daha sonra da ordusunu ingilizler’e esir bırakıp 2 gemisiyle 25 Temmuz 1799’da Mısır’dan kaçtı. Hayatının en büyük dersini Osmanlı’dan alan Fransız Başkomutan Napolyon “Akka’da durdurulmasaydım, bütün doğuyu ele geçirebilirdim!” diyerek ihtimal hesaplarıyla teselli olmaya çalıştı.

    işte bu yaşananlar sonrasında Osmanlı Sultanı III. Selim, ingiliz Amiral Nelson’a, yaptığı dolaylı yardımları sebebiyle; daima hafifçe titreyip pırıldayan bir “Pırlanta Sorguç” ile Ay Yıldızlı bir “Osmanlı Murassa Nişanı” vererek kendisini onurlandırdı.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/288392/+
    0 ...