annenin iç dünyasındaki karmaşanın gözlerine yansıması ve bir evlat için en dayanılmaz durum...
genel tanımdan sonra gelelim özele:
annanemle dedem annem 18 yaşındayken ayrılmışlar ve annem gençliğini bu durum onun suçuymuş gibi eve kapanarak geçirmiş. o kalın duvarlarını babam kırmayı başarmış, ve annemin gönlünü çalmış. dedemin babamı damat olarak kabul etmemesi üzerine annem, annanemin de acısını çıkarır gibi babama kaçmış. iyi de yapmış. tabi dedem elinde tüfek babamın izini epey sürmüş ama babamlar şehire kaçmışlar nerde bulacak? herneyse dedem pes edince babamlar da köye dönüp davullu zurnalı hem anneme kına hem de düğün yapmışlar. tabi dedem hala anneme küs. düğünden bir kaç ay sonra babam uzun süreli yurt dışı işlerine gitmeye başlayınca babannem anneme epey çektirmiş. annemin de arkasında güçlü bir ailesi olmadığı için ezmiş de ezmiş. şu gelinlerin kayınvalidelerden çektiği dönemin gelinlerinden yani annem de. şimdi gelinler kayınvaliderlere çektiriyor ya neyse...
yani sözün özü annemin genç yetişkinlik döneminde ne arkasında sağlam bir aile ne de onu seven ona saygı duyan bir kayınvalide olmuş. onu tek seven ona tek sahip çıkan babam olmuş ama babam da uzaklarda olunca çok yalnız kalmış. bir gider 15 gün gelmez üç gün durur yine gidermiş. e öyle olunca da kendini güvensiz ve sevgisiz hissetmiş, başkaları hep onun adına karar verir olmuş. özgüveni azalmış...
zaman geçtikçe düzenimiz oturdu babam yıllardır uzaklara gitmiyor artık hep yanında, biz evlatları olarak hepimiz güzel yerlere geldik hatta iki ablamı güzelce evlendirdik üç torunu var, ben hayırlısıyla bu yıl atanacağım. çok güzel şeyler yaşıyoruz ama annemin yaşadığı en ufak bir kararsızlık anında çaresiz gözlerle benim ağzımdan çıkan sözü beklemesi beni artık üzüyor. gelmiş geçmiş bir süreç insanın üzerinde bu kadar mı derin izler bırakır, okadar çok mu üzüldün anne!
yanlış bir şey yapar mıyım ya da hangisi daha iyi olur durumlarında hep bir fikir verip rahatlatmışımdır. babam ilkokul mezunu esnaf bir adam. kardeşler arasında da doğru düzgün * bir bölüm okuyan, az çok ortamları bilen ben olduğum için hep benim fikirlerim önemsenmiştir. bu durumlardan hoşnut olduğum bile olurdu biliyorum ben bu işleri deyip hemen atlardım annemin gözündeki ışıkla aydınlanırdım. ama şimdi annemin bensiz de önemli şeylere atılmasını, kendi adına karar vermesini, her durumdan kendi aklıyla çıtığını görmek istiyorum...
dedimki artık çok fazla müdahale etmeyeceğim alışsın, kendisine de uygun bir dille anlattım, ders çalışmam gerekiyor sana vakit ayıramayacağım vs. alışveriş yapması gerekiyordu üstüne başına. bana çarşıya çıkacağım bir isteğin var mı gibi laflar ediyor herneyse, çok iyi bir gelişme deyip ses etmedim. evde merakla bekliyorum nasıl gelecek diye, üç saat dört saat beş saat geçti arada telefonlaşıyoruz bakıyorum bulamadım deyip kapatıyor, altı yedi saat geçti annemde eve döneceğine dair bir işaret yok. dedim gel eve tamam, yoruldun iyice sıcakta. eve bir geldi dolanmış durmuş saatlerce, alakasız bir sürü şey almış, gözümün içine bakıyor iyi birşey söyleyeyim diye dedim anne seni seviyorum. ertesi gün çıktık bir kaç saate halledik işini.
annemin kendine olan güvensizliği beni hayata karşı güçlü biri yaptı...
zaman zaman aklıma geliyor, ölümler sırayla değil ki, başıma birşey gelir de ölürsem annemin nasıl olacağını düşünmek beni kahrediyor. o bensiz yapamaz diyorum... allah babamı annemden ayırmasın.
anneler düşünür ya bana birşey olursa çocuğuma kim bakacak diye ben annemi düşünüyorum bana birşey olursa kim annemle ilgilenir diye?