türkiye'de demokrasi maalesef tatile çıkmıştır. Demokrasinin koruyucusu olması gereken hukuk'a maalesef siyaset bulaşmıştır. siyaset cüppe giyip siyasi bir karar almıştır. ve maalesef ki anayasa mahkemesi gibi türkiye'nin kararlarına itiraz edilemeyen tek kurumunun güvenilirliiği yok olmuştur.
% 30 küsür oyla meclisin % 60 küsürüne sahip olma konusunda en az sorumluluğu olan parti akp'dir arkadaşlar. neden?
1. bugünkü seçim sistemini eleştirenlerin büyük çoğunluğu 3 kasım seçimlerinden önce milletvekili sandalyelerinde oturan milletveikilleridir. yani seçim öncesinde bu sisitemi değiştirebilecek olan kişlerdir.
2. neden değiştirmemişlerdir, çünkü işlerine gelmektedir.
3. neden değiştirmemişlerdir, halkın kendilerine böyle bir tokat çarpacağını düşünmemişlerdir.
ancak söz konusu kişiler maalesef yine aynı hatay düşmektedirler.
Atatürk'ün kurduğu ve sosyal demokrat olduğunu iddia eden partinin genel başkanı askeri göreve davet etmektedir, anayasa mahkemesine taşınmış bir konu hakkında kararı etkileyecek şekilde "anayasa mahkemesi bu seçimi iptal etmezse Türkiye çatışma! ortamına girer" demecini maalesef ağzından çıkarmıştır.
Arkadaşlar ben şimdi soruyorum. seçim yapılırsa ve akp en az 188 milletvekili çıkarırısa ve yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde oylamaya katılmazsa ne olur, meclis yine erken seçime mi gider? akp yine tek başına iktidara gelirse ve recep tayyip erdoğan'ı cumhurbaşkanı seçerse yine darbe şakşakçılığı mı yapar diğer partiler.
evet arkadaşlar bugün askerin söylediği sözler hoşumuza gidr diye ses çıkarmazsak, yarın istemediğimiz şeyleri de söylediğinde susmamız gerekir. askerin görevi savunma, hukukun görevi adalet, siyasetçilerin görevi ise yasama ve yürütmedir. ve güçlerin ayrılığı ilkesi maalesef darbe yemiştir.
artık söz halktadır ve iş meydanlarda yürüyüp slogan atmakla olmamaktadır, kararı halk verir ve her karara boyun kıldan incedir.