solcu ve ilericiler olarak, bugüne dek sağcı iktidarlara ve ülkelere yönelik olarak sıkça kullandığımız bir ithamdır "emperyalizmin taşeronluğu".
oysa tarihselliği epey eskiye dayanan bir abd müttefiki ve taşeronu olan türkiye, akp iktidarı ile birlikte konumunu biraz daha ileri götürdü. abd emperyalizminin haksız ve hukuksuz işgalleri dolayısıyla epey kabaran kirli sicili, artık ortadoğu ve diğer bölge ülkeleri üzerinde doğrudan bir savaşla hegemonya kurmasını engelliyor.
abd bu noktada nüfusunun çoğunluğu müslüman bir ülke olan türkiye'yi ve onun kendisine son derece bağlı iktidarını ortadoğu halklarına, "örnek ülke"nin "örnek" lideri olarak sunuyor ve bu bölgenin "abi"liğini yapmasına izin veriyor.
velhasıl ülkemiz akp iktidarı ile birlikte "emperyalizmin taşeronluğu"ndan "taşeron emperyalist" rolüne terfi ederek, içte sağcı toplumsal tabanın "milli gurur"unu okşayacak politikalarla, dışta da abd emperyalizminin ortadoğu'daki "müslüman" kamuflajlı temsilcisi olarak, hem türkiye'nin emekçi halklarının hem de arap halkların eşit ve özgür geleceğinin gecikmesine neden oluyor.
