abim bir ara yaz tatilinde 'kamil koç' firmasında hostluk yapmıştı. bazen seferlere giderken hem canı sıkılmasın diye hem de gittiği yerde biraz gezip tozmak için ben de onunla giderdim. yine her şeyin sıradan olduğu bir günde antalya'dan döneceğiz, abim bagaj alımı yapıyor, sigara içip muhabbet ediyoruz. elinde koliyle bir kız geldi, "içinde kedim var, aman dikkat edin." dedi ve abim kıyıya köşeye ezilmeyecek bir yere koydu koliyi. diğer yolcuların işlemleri de halledildi ve çıktık yola. abim geçti en arkadaki beşli koltukta uyuyor; ben de film izliyorum, diğer yandan da biri host düğmesine basarsa abimi uyandırıyorum. abimi kaptan arıyor mola yerine geldiğimizi anons etmesi için ama abim hala uyuyor. anonssuz mola verdik ve abimi uyandırdım. susurluk'tayız. iner inmez yaktık birer sigara, sonra kamil koç amcamdan yemek yedik kesesine bereket. dışarı çıktık, yine sigara içiyoruz; kaptan "ege bi bak lan kediye, havasızlıktan ölmesin." dedi, abim de söylene söylene gitti bagaja. koliyi çekti, bir açtık ki içinde simsiyah bir kedi ölü şekilde duruyor. direk kaptanı çağırdı abim, kaptan biraz düşündükten sonra "şuradan buna benzeyen bir kedi yakalayın oğlum, biz görmedik bilmiyoruz deriz anlarsa." dedi. biz de mecbur kedi avına gittik. susurluk kamil koç mola yerinin arka tarafındaki büyük çöp tenekelerinin olduğu yeri bilen bilir, kedi kaynıyor. oraya gittik ve on dakika kadar uğraşıp ona benzeyen siyah bir kediyi koliye sokabildik sonunda, ölü kedinin cesediniyse oraya bir köşeye bıraktık. bu kedi de ölmesin diye kolinin kenarlarına delikler açıp tekrar bagaja koyduk. hareket ettik ve istanbul'a vardık sonunda. herkesin bagajları verdik ve korku içinde en son kızın kolisini verdik açmamasını dileyerek. kızın kolinin kenarını hafif açmasıyla içindeki kedinin fırlayıp kaçması bir oldu, kız çığlıklar atarak yere düştü. ama kız öyle bir titriyor ki korkudan iki üç dakika konuşamadan titredi yerde, su verdi abim, elini yüzünü yıkadık. kız olayı anlatınca anladık ki ölen kedisini istanbul'a getiriyormuş, burada gömecekmiş. "nasıl dirilir? nereye gitti?" diye sayıklarken kız biz hiç bizim yediğimiz haltları anlatmadık. atladık servise eve geldik.
