Kadınların boşanma süreçlerinde ve sonrasında yaşadıklarını, içlerinde kopan fırtınaları, umutlarını, umutsuzluklarını, çıkmazlarını, geleneksel kadınlık hallerini anlattıkları kitap. aslında milyonlarca kadının yaşamına ayna tutuyor.
Kadınlar hikayelerini ya kendileri kaleme almışlar ya da anlatımlarından yazıya dökülmüş. Aralarında ilkokul mezunu da var, üniversite mezunu da. Kimisi ev emekçisi, kimisi memur, kimisi devrimci mücadele içerisinde yer alıyor. Hepsi de evlilikleri boyunca ezilmiş, sömürülmüş. Kitabın arka kapağında da yazıldığı gibi; "Evlenmeye zorlananı, işkence hayatı olan evliliğe son vermek istediğinde daha büyük şiddete uğrayanı, boşanmayı başarsa bile toplumsal baskıdan kurtulamayanları... Çocuklarını rehin bırakmak zorunda kalanlar, ölüm tehdidi altında neredeyse yeraltında yaşamaya çalışanlar... Aldatılanlar, aldatılsalar da aldatan ile yaşamaya mahkûm edilmeye çalışılanlar... Aşk-sevda palavralarıyla emeği, cinselliği, nefes alış verişi, kazancı bile sömürülenler... Tüm sömürüyü, baskıyı, işkenceyi istismarı gizleyen mabed gibi tapılan özel mülk/ özel alan diye örtülere büründürülmüş ev-aile cenderesi; çoğu kez ikiyüzlülük, sevgisizlik, acımasızlık abidesi... Toplamı ev-aile ortamında her saat, her gün kadın cinsi için potansiyel işkence alanı olduğunu anlatan yaşanmışlıklar..."
okuyunuz, okutturunuz...