ne yazık ki gerçek kıbrıslıları yani o kötü dönemlere tanık olmuş insanları dinledikçe baya soğuduğum devlet adamıdır. zamanında adada torpilciliği ortaya çıkararak ada hayatını torpili olan yaşar durumuna sokmuştur. rum pasapotu alanları hain ilan edip ömür boyu hapis yatmaları hatta idam edilmelerine karar vermişken kendi torunun pasaport almasına engel olamamıştır.
bir kıbrıslı abimizin babası tmt için savaşmış bir teşkilat askeri ve emeklisidir. dedelerinin ikiside rumlar tarafından öldürülmüştür ve (toplu) mezarlıkları bile bulunamamıştır. ama bu adam diyor ki 'biz güneyden geldik orada arazilerimiz vardı, arabamız vardı. rumlardan kalan araba ve evleri vereceklerini söylediler, halen daha ev verecekler araba verecekler. haa evler arabalar ne mi oldu? hepsi torpillilerin kira gelirlerine eklendi.' demektedir. şimdi bu adam her sene türkiye'ye tatil yapmaya gelen, asla çocuğuna rum pasaportu aldırmayan (ki aldırsa ingiltere'de 3000 avro'ya okuyabilecek) davaya gönül vermiş bir insan. terbiyesizlik olarak algılanmasın ama milliyetçiliğin arkasına saklanılacağına insanların ihtiyaçlarına yoğunlaşılması gerekiyor. iddiasına göre türkiye'nin buraya her gönderdiği para yenmekteymiş. bu adam cumhurbaşkanı tayyip seçilsin istiyor, çünkü parayı direk olarak bu insanların eline vermek yerine nereye gittiğini deli gibi takip ediyorlarmış. adam diyor ki; 'bizim köyde ingiltere sömürgesi zamanından kalma bir yol vardı, tayyip zamanında yeni asfalt geldi'. belki çok basit bir düşünce ama konfüçyus'un bir sözü vardır: 'aç insan inancını bile yer.'
