1 mayıs 2007

entry89 galeri video2
    52.
  1. sabah saçma sapan bir kabus görerek uyandım ben:
    kabus saçmaydı evet ama çok etkilenmiştim:

    darbe oluyordu rüyamda;
    askeri araçlar, tanklar filan vardı her tarafta ve rüya bu ya; babamla bu karmaşanın ortasında öylece kalakalmıştık.
    silahlar, ölü bedenler vardı hep etrafta..
    nedense babamla son bir kez sarılıp ayrı yönlere doğru yürümeye başladık o kargaşanın ortasında ve ben yürürken silahlardan birinden çıkan bir mermi babama isabet etti.
    ben diğer yönden yürümeye devam edemeyip ağlayarak babama koştum, babam ölmüştü. ve o anda beni de yakalayıp çarmıha gerdiler. (rüya ak illa bir saçmalık olacak)
    evet çivilediler kollarımdan filan haha tamam saçma ama it gibi tırstım ne var!?
    neyse, uyandım o esnada...

    götüm üç buçuk atıyordu uyandığımda tabi..
    ve hep acaba gerçekmiydi diye teredüt eder tırsarım içten içe böyle kabuslardan sonra, yine tırsarak gidip babama baktım. neyse ki uyuyordu mışıl mışıl, yüzümü yıkayıp işe gitmek üzere hazırlanmaya başladım hala o aptal rüyanın etkisiyle..

    babam işe giderken arabayla kadıköy'e kadar bırakır beni her sabah, bu sabah da aynı şekilde yola çıktık fakat 1 mayıs sebebiyle yollar trafiğe kapalıydı. mecburen babamla ayrıldık o esnada..
    tıpkı rüyadaki gibi..
    sarıldım babama manasızca, sarıldım ve o uzaklaşırken ben de meydana doğru yürümeye başladım..
    rüyadaki gibi sarılmıştım, halbuki her sabah vedalaşır gibi sarılıp öperek gitmezdim ki işe!..
    bu defa niye sarılmıştım sanki!?
    bok mu vardı!?
    ayrılmıştık babamla farklı yerlere gitmek üzere..
    tıpkı rüyadaki gibi..

    kadıköy evlendirme dairesi'nin oradan iskeleye kadar yürümek zorundaydım, üstelik işe de geç kalmıştım.
    çaresiz yürüdüm aklımda o boktan kabusumla, kadıköy meydanına geldiğimde kabusum gözümde canlandı birden:
    ama kabus değildi lan gerçekti;
    meydanda tanklar vardı ve elleri silahlı polisler..
    tıpkı rüyamdaki gibi tanklar, askeri araçlar ve silahlar..
    irkildim...
    ne irkilmesi lan kime edebiyat yapıyorum ki altıma sıçacaktım korkudan!:
    son durak geldi aklıma, sinirlerim bozuluyordu iyiden iyiye yürümek zorunda kaldığım için şirkete de geç kalacaktım zaten. daha da gerildim..
    ama şirketi sikeyim babama bir şey olmasın diye babamı aramaya kalktım.
    ama ne diyecektim!?
    ''baba ben bir rüya gördüm beni rüyamda çarmıha geriyorlardı seni de vuruyorlardı; tank filan vardı bir de. heh o tankın aynısı burada şimdi..''
    eeeeeee!?

    saçmalama dedim kendi kendime, iskeleye doğru yürüdüm..
    vapurlar da çalışmıyordu. fakat babamı aramak için bir fırsattı bu. babamı aradım mal gibi ağlayarak:

    -baba gel beni al vapur kalkmıyormuş buradan. haydarpaşa'ya gitmem gerekiyormuş, ben kaybolurum şimdi. n'olur gel al beni buradan..
    +kızım haydarpaşa uzak değil ki nasıl kaybolacaksın! trafik kapalı zaten nasl geri döneyim!? yürüyerek gidersin iki dakikada sen ya da bir taksiye atla..
    -baba işten kovulacağım, çok geç kalıyorum; lütfen!..
    +bir şey olmaz, anlatırsın durumu; hadi üşenme tabanları yağla sen haha..

    babamın rahatlığı iyiden iyiye sinirlerimi bozmuştu..
    tamam boktan bir kabustu sadece ama bütün bunları yaşamayı haketmiyordum..
    kabusum yüzünden değil ama.
    kimin bu çirkinliğe tanık olmaya hakkı vardı bugün!?
    illa boktan bir kabusumuz mu olması gerek!?
    kabus gibiydi zaten herşey...
    2 ...