(Mecnun sabah erken uyanıp özenle giyinip hazırlanır ve masal çiçeğini de alıp çıkar. Tam çıkacakken...)
iskender: (Bağırarak.) Mecnuuun??
Mecnun: ( bir an kendini sahilde sanır. El sallar.) Hooopp! (Sonra kendine gelir.) Ne yapıyorsun baba sen ya acaba kendinde misin?
iskender: Ne biçim konuşmalar bunlar? Babaya çemkirme bak diline kayısı reçeli sürerim.
Mecnun: Ne alaka recel baba??
iskender: E sen hiç sevmezsin ya kayısı reçeli oğluşum!
Mecnun: (Yüzünü buruşturur.) Oğluşum mu?? Oğluşum mu dedin sen?? Piiisss! Hadi baboli bu muhabbet daha çok çirkinleşmeden hadi Mecnun kaçar!
iskender: Dur bakalım dur nereye böyle bu kılıkta??Bu çiçekle?? Bana bak eğer kız istemeye gidiyorsan benden habersiz sana sütümü helal etmem mecnun!
Mecnun: Ne sütü baba ya ne sütünden söz ediyorsun Allah aşkına.
iskender: Ne sütü olacak eşek sıpası manda gibi içtiğin paket sütler! Sana süt alabilmek için gece gündür taksi ittim ben.Ah hayırsız ah!
Mecnun: (Saatini gösterir.) Bak peder bey saat daha sabahın sekizi sen git yat kurban olayım sabah sabah hiç çekilmiyormuşsun bunu da görmüş olduk.
(Der ve çıkar.)
iskender: Tabi temizliğe yardım etmemek için kaç sen kaç! Uyanık çocuk. E kimin oğlu?