--spoiler--
niçin gelmiyorlar?niçin beni kurtarmıyorlar?niçin bu ölü sessizliği?nerede öbür insanlar?tanrım, nerede öbür insanlar acaba?yaşayamam ki ben öbür insanlar olmadan!bağırmak üzereydi.bu tek cümleyi, öbür insanlar olmadan yaşayamayacağını, sessizliğin içine doğru haykırmak istiyordu, o kadar büyüktü bunaltısı, o kadar çaresizdi çocuk jonathan noel'in terkedilmişlik korkusu.
***
bütün gücüyle bilincini kaybetmeye, oracığa yığılmaya çalıştı.çocukken becerirdi böyle şeyleri.ne zaman isterse ağlayabilirdi, bayılana kadar soluğunu tutabilirdi ya da kalbini bir atış boyu durdurabilirdi.şimdi hiç mi hiç kendi denetiminde değildi.çökmek için, evet kelimesi kelimesine, dizlerini bile kıvıramıyordu.artık sadece orada durup başına gelenleri sineye çekebilirdi.
***
öyle sorular vardır ki, sırf sorulmalarıyla kendi kendilerine hayır yanıtını verirler.öyle dilekler de vardır ki insan bunları dile getirir ve bu arada başka bir insanın gözlerinin içine bakarsa iyiden iyiye boşuna oldukları ortaya çıkar.
***
bütün gücü ''yapardım, yapabilirdim, yapmak isterdim'' ifadelerindeydi.ve kafasında en korkuncundan varsayımsal tehditleri, ilenmeleri kuran jonathan aynı anda, bunları hiç bir zaman gerçekleştirmeyeceğini de pekala biliyordu.o bu işin insanı değildi.ruhsal çaresizlikten, akıl karışıklığından ya da birden gelen bir nefretle gözünü kan bürüyüp suç işleyecek biri değildi.böyle bir suç kendisine ahlaka aykırı geleceğinden değil, yalnızca kendini eylemle ya da sözlerle dışa vurmak hiç elinden gelmediği için.eylemde bulunan biri değildi o, rıza gösteren biriydi.
insan dünyasının küçücük bir sebepten nasıl allak bullak olabileceğini anlatan bir süskind öyküsü.
bazen yaşadığımız ufak bir sorun bile öylesine büyür ki gözümüzde, öylesine devleşir ki içinden çıkamayacağımız bir hal alır.olayların gerçekten içinden çıkılmaz olduğundan değil, olayları büyütmemizden kaynaklanır hepsi.ama o an göremeyiz bunları.verilmek istenen mesajı bir güvercin ve sıradan bir hayatı olan bir banka bekçisi üzerinden veren, bir solukta bitiveren güzel bir öykü.