evet aslında buraları pek benimseyemedi kendisi.
halbuki şöyle bi şiir vardı.
"bi dakka arkadaşlar diyecektin hani?
memleketi cennete çevirecektik hani?"
memleketi cennete çevirecektik hani kısmı özellikle.
tabii bunu anlatmak zor. neyse entry giderek minimalistleşiyor burada bi manevra yapayım.
aynı zamanda oğuz atay'ın tutunamayanlar kitabını okumamış olsa da ona şu satırlardan dolayı da bir tutunamayan diyebiliriz:
''bana kitap kurdu, boş hayaller kumkuması hayatın cılız gölgesi gibi sıfatlar yakıştırılabilir. şövalye romanları okuya okuya kendini şövalye sanan don kişot'a benzetebilirsiniz beni. yalnız onunla bir fark var aramda: ben kendimi don kişot sanıyorum. kitaplardan, yaşantılarım için yararlanamadığımı ve kendimi bir biçime sokamadığımı da yüzüme vurabilirsiniz. ne yapabilirim? kitap okumakla, manavın beni aldatmasına engel olamıyorum bir türlü. manava inanmadığım halde beni aldatıyor namussuz. ya inandığım dostlarımın beni aldatmasını önlemek: büsbütün imkânsız bu. dostlarım alay ediyor benimle. bu çocuğun sonu ne olacak, diyorlar. hiç olmazsa kitaplardan kitaplar çıkarmalıymışım. bunu da yapamıyorum, yazamıyorum. kitapları işimde kullanılacak bir mal gibi göremiyorum: kapılıyorum onlara.'' (oğuz atay- tutunamayanlar)
yine de hoşgeldinlerinize teşekkür eder,
saygılarını sunar.