başlıca özelliği cinayetleri tek başına, yardımcısız işlemesidir. bu yüzden yakalanması, suçlanması imkansızlaşıyordu.
michael, kız arkadaşı Kay'e Luca Brasi'den bahsederken şöyle der: "birtakım kişiler babamın zeytinyağı ithal eden şirketini kendilerine mal etmek istemişler, babamı öldürmeye kalkmışlar. neredeyse bunu başarıyorlardı da. luca brasi peşlerine düşmüş. üzüleceksin belki, ama iki hafta içinde tam altı kişiyi öldürmüş, böylece ünlü zeytinyağı savaşı da sona ermiş. gazeteler öyle yazmıştı. ama hiç kimse ispatlayamadı. kimse de anlatmaya yanaşmıyor. çok korkunç bir şey olmalı ki babam bile şimdiye dek bundan bahsetmedi. tom hagen bu hikayeyi biliyor, ama ona da anlattıramadım. bir keresinde, "şu luca'nın hikayesini dinlemek için kaç yaşında olmam gerek?" diye sordum tom'a. "yüz yaşında," cevabını verdi.
gerçekten de luca brasi baba'nın saltanatını tek başına koruyon kalelerden biriydi.
luca brasi polisten ürkmez, luca brasi toplumdan çekinmez, luca brasi tanrı'dan, luca brasi cehennemden korkmazdı. benzerlerini sevmez, onlardan da çekinmezdi.