hey gidi sakarya şubesi hey. ilim yayma cemiyetini pek bilmezdim sakarya şubesinde kalana dek. necip fazıl yurdunda tam 3 sene kaldım ve bu tecrübeme dayanarak çok rahatça söyleyebilirim ki günden güne öğrenciler için daha da çekilmez bir yer haline dönüşüyor.
ben rahatımdan memnundum, yurt gayet iyiydi diyen arkadaşlar olacaktır elbet. ben zaten etrafında olan biteni görmezlikten gelenleri tenzih ederim. gidin kalın zaten öyle bir adamsanız. yemek ayırt etmeyebilirsiniz. ama yemekhane dolabındaki etleri öğrenciler değil de personel istedikleri zaman çıkarıp ekmek arası yapabiliyorsa ben buna dur derim arkadaş.
bir de çok sevgili, saygılı gelmiş geçmiş (güya)yurt yönetimi diye adı geçen müdür ve müdür yardımcılarımız vardı ki onları nasıl unutalım. bu adamlara da acımamak elde değil. böyle bir yönetim anlayışı olan sakarya şubesinde idareci olmak saç yoldurtur.(ben yolardım) bu adamlar her ne kadar öğrencilerden gelen şikayetleri dikkate alıp uygulamaya çalışsalar da önlerine her zaman aynı etten engel çıkıyordu. şu an ki şube başkanı!!! adını vermiycem siz google'da yazın çıkar zaten. şimdi kendisine sayın başkan diyecem. siz anlayın ondan bahsettiğimi. bu sayın başkanla yönetim arasında geçen bir diyalog işitmiştim. yine yurttan oraya buraya dert yandığım sıradan bir günde.
canlandırma diyalog
yurt yönetimi: öğrenicilere yurt önünde bir ızgara partisi verelim diyoruz??
sayın başkan: çok güzel. bizim çıkarımız ne olacak?
kardeşlerim bu 2 satırlık diyalog sayın başkanımızın öğrencilere ne gözle baktığını bize o kadar güzel özetlemekte ki..
yine başka bir zamanda yurttan ayrılacak öğrenci sayısının fazla olacağını duyan sayın başkanımız çok güzel bir cevap vermiştir ki hala imrenirim zekasına "olsun seneye başka öğrenciler kayıt yaptırır" ne güzel değil mi, nerede hani ilim yayma?
bu sene artık eve çıktım hem de hiç eve çıkmayacak bir insanken. ve yurdun bekçisi (yukarda bahsi geçmiş pek değinmiycem kendisine) eve çıkacağımı öğrendiğinde ilk yorumu şöyle oldu; "o eve sakın kız atma" tamam dayı. yeter ki sen iste. öğrencilerle bu kadar içli dışlıdır işte. çekinmeden ağzına geleni söyler. bu yüzden de çok kalp kırar. vize zamanı geç kalacağım sınava beni uyandırmak için yatağıma kadar gelmişliği vardır. üzerimizde hakkı çoktur bu konuda laf söyleyemem. ama üzerimizde kelimesini çok rahat yazamıyorum. çünkü herkesin üzerinde değil işte. nedense bazıları?
o yurtta gerçekten acısıyla tatlısıyla güzel günlerim oldu. ama insan genelde böyle cümleleri özleyerek kurar. ben özlemediğime o kadar çok eminim ki..
yakın arkadaşım diyebiliceğim bir arkadaşımın cümlesini paylaşmak istiyorum," bu yurt benim için sadece tecrübedir" evet gerçekten de öyleydi.
yine yurtta kalanlardan saygı duyduğum bir abimin sözü de çıkmaz aklımdan," bu yurt öylesine bir fitne yuvası ki, şimdi şu çıkan yemeklere şikayet için imza toplamaya kalksam belki sen bile imza atmazsın" yorumsuz. sadece durumu hayal edin.
......