coşkusuna ve heyecanına saygı duymakla birlikte bir türlü sempatiyle yaklaşamadığım mitingdir, herkesi almış bir akp karşıtlığı, bir yüzde 33 teranesi...
bir ateist olarak akp ye oy verme veya yakınlık duymak gibi bir derdim olmadığından mümkün mertebe tarafsız bakmaya çalışıyorum şu cumhurbaşkanlığı muhabbetine,
eleştirilere bakınca malum cumhurbaşkanı adayının eşinin türbanlı olması en rahatsız edici konu gibi görünüyor, yurt dışında imajımızı zedeleyecekmiş, bizi uygar bir ülke olarak görmeyecekmiş dünya... yıllarca ihtilaller, muhtıralar, işkenceler, insan hakları ihlalleri yüzünden vatandaşlarına yapmadığını bırakmamış bir ülkenin utanılacak çok daha öncelikli sorunları vardır, bu ülke ki aihm de vatandaşına dışkı yedirmekten mahkum olmuş ve bunu kabul etmiştir, soruyorum şimdi hangisi daha utanç vericidir, hangisi daha uygarcadır? üç beş tane gayrımüslimin can güvenliğini bile sağlayamıyorken bu ülke için utanç duyulacak öncelik nasıl oluyor da bir bez parçası oluyor? ayrıca bu nasıl bir biçimsel beğendirme kaygısıdır anlayabilmiş değilim, turistlere bizi ne kadar sevdiniz değil mi tarzında soru sormaya dönmedi mi mevzu? bu beğenilme ve takdir edilme fetişinden ne zaman kurtulursak, aşağılık kompleksinden ne zaman sıyrılırsak o zaman daha özgüvenli oluruz sanki.... aihm demişken ikinci rahatsız edici konu yine bu zatın eşinin türkiyeyi bu mahkemeye şikayet ettiği ve devletle problemli olduğuna dair, yahu arkadaş bu ülke aihm i kabul etmemiş mi? bu ülke vatandaşlarına bu hakkı tanımamış mı? pek çok başvuruda devlet idaresi haksız bulunup mahkum edilmiş ve yurt içi yargımızın pek çok konuda kararlarını düzeltmemiş mi? bizim kendi yargıcımız da yok mu orada? neyin safsatası bu tartışma o zaman?
atanmış cumhurbaşkanı olacakmış... deniz baykal tayyipin yerinde olsaydı aklınızdan geçiyor mu başka birinin aday olabileceği, başkasına bırakır mıydı? hem hangisini tercih ederdiniz sahi? deniz baykalı mı? güldürmeyin beni..... süleyman demirelin cumhurbaşkanlığına sesini çıkarmayanların abdullah gülün cumhurbaşkanlığına laf söylemeye hakkı yoktur...
yüzde 33 oyla seçilmiş, tabi ki rahatsız edici bir durum ama bu durumu akp yaratmadı ki, mevcut durumdan nimetleniyor sadece, 360 milletvekili çıkarmış baraj muhabbetinden, iyi de chp baraj olmasaydı şimdiki sayının yarısı kadar milletvekili alabilir miydi? hem en yakın seçimde 2004 yerel seçimlerinde akp yüzde 44 almadı mı? ayrıca hafiften mazlum edebiyatı yapsa hatta ona bile gerek kalmadan muhtemelen bu seçimde yine tek başına iktidar çıkmayacak mı? o zaman ne diyeceksiniz? bahaneniz ne olacak?
sonuçta bu chp değil mi etnik partiler meclise girecek diye baraj inmesin diyen, sahi şu aşamada bile chp nin baraj insin diye birşey söylediğini duyan var mı?
neyse çok uzatmadan şunu belirtiyim, abdullah gül benim kafamdaki ideal cumhurbaşkanı değildir tabi ki... daha önceki entry lerimde de belirtmiştim ki kafamdaki ideal cumhurbaşkanı sami selçuktur, o olmasa gencay gürsoy, illa akp nin içinden ve çekirdek kadrodan biri seçilecekse de abdüllatif şenerdir.
mitinge dönersek, darbe karşıtı da olacağı söylenmişti ama dikkat ettim darbe tellallığından öteye gidemedi, kemal alemdaroğlunun şakşakçısı olarak belleklerimizde yer etmiş nur serter salyalarını akıta akıta genel kurmayın metnine atıfla ne mutlu türküm diyene diye hönkürüyordu, o metinde bahsi geçen lafa karşı çıkanların hain ve devlet düşmanı ilan edildiğini umursamadan, darbelerin bu ülkeye yaptıklarını takmadan, demokrasiyi korumak için darbeden medet umacak kadar zavallılaşarak....
bi de ne diyodu kendileri parti liderlerine; biiirleşiiiin, biiirleşiiiin, biiirleşiiiin... bu birleşme durumunu gözümde canlandırmaktan kaçındım bi süre ama kabuslarıma girmekte gecikmedi kendisi....
bugün radikaldeki yazısında yıldırım türkerin de belirttiği üzere anti emperyalist, ab ve abd karşıtı sloganlar arasında kimi konuşmacıların türk ordusunun bu anti emperyalist yönüne atıfta bulunması hakkaten trajikomik... bu ordu değil mi israil ve abd nin ortadoğudaki en büyük müttefiki, bu ordu değil mi kemikleşmiş pentagon ilişkileri olan, bu ordu değil mi şu anda dünyanın pek çok yerinde emperyalist işgalcilerin omuzdaşı...
hamasete kapılmadan, salt demokrasi, gerçekten demokrasi ve herkes için demokrasi...
12 eylül sonrası bu ülkenin yaşadığı tahribatı hatırlayanlar, okuyanlar, duyanlar, bilenler, tehlikenin farkında mısınız?
lütfen.... think again....