fundathen

entry230 galeri video1
    70.
  1. hayatın akışı içinde dünyevi acıları ve hazları sınırsız ve kişiye özel zannediyoruz. başımıza gelen dertler için üzgün, tadamadığımız hazlar için öfkeli, kazandıklarımız için kibirliyiz.

    oysa aynen petrol, su ya da madenler gibi acılar ve sevinçler, mutsuzluklar ve hazlar da bir havuzun içindeki hesaplayamadığımız ama "sınırlı" miktarlarda. birinin acısı muhakkak bir başkasının mutluluğunu besleyecektir aynı şekilde bir başkasının sonsuz ve hak olarak varsaydığı keyifli imtiyazlar bazen kitlelerin mutsuzluğudur. felsefe, siyaset, din ve daha bir çok disiplin buna kendi bildiği, ilgilendiği şekilde açıklamalar getirmeye çalışmıştır...

    iktisat tüfek-tereyağı denklemini, kuantumcu görüş enerji ve çekim kavramlarını, siyaset sosyal adalet ve eşitlikçiliği, dinler cennet ve cehennemi cevap olarak sunmuşlardır.

    maddi ve manevi (aslında maddi kısmı az çok anlaşılmaya başlamıştır son 50 yılda) hiçbir kavram sınırsız değildir. dünyada bir gün içinde üretilecek felsefe, bilim ya da aşka dair cümleler en azından ölçümlediğimiz zaman ve insan sayısıyla sınırlıdır. aşk acısı çekenin acısı olmasa bir başka çift mutlu olamazdı, evlat acısı çeken anne olmasaydı belki de bir başka "anne" hiç anne olamayacaktı. oldukça acımasız da olsa yüzbinlerce yıllık insanlık tarihi ve kitleler açısından bakarsak düzen, işleyişe odaklı ve kendi içinde tutarlıdır. bireysel felaketlerin çoğu adaletsiz, haksızlıkların çoğu acımasızca dağıtılmıştır ve dinlerin bahsettiği asıl "sınav" işte buradadır. bireylerin soyut ve faydasız ritüellerinden çok kesin ve anlamlı bir "ruh olgunluğu" ile davranarak acıyı ve sebeplerini madde ile körleşmeden algılamaları lazımdır. her fakir tembel, her hasta kabahatli değildir siz öyle görseniz bile sadece algılarınız size bunu söylediği içindir.

    bu körleşmeyle dünya üzerindeki çoğu insan acılara omuz silkip geçer. biraz daha iyi niyetliler açlara ekmek, muhtaçlara bakım ile sorunların halledilebileceğini zannederler. ne yazık ki çoğu zaman iyi niyetle giriştikleri bir çok yardım çabası evrenin dengesini bozduğu veya kötülüğe alet olduğu için yardımdan çok zararları dokunur. bir başka deyişle bu dünyanın bazı iyileri de en az kötüler kadar madde ile körleşmiştir.

    asıl iki grup vardır ki; dünya hala bunların yüzü suyu hürmetine dönmektedir.

    bu felaketlerin sonsuz ve rastgele olmadığını sadece bizim hesaplayamayacağımız kadar karmaşık, kompliike bir denklemin ürünü olduğunu bilenler ama son perdenin ardında olanları göremeyip bu acıların kendisine ve/veya nesline çarpmaması için ruhunu işlemeye çalışan, iyi olmak peşindeki insanlar, kozmik bir vicdanın nisbeten küçük de olsa bir parçasıdırlar.

    son grup ise acının her zerresinin herkes için olduğunu, zilletin ve acımasızlığın insan olma iddiası taşıyan herkese kara leke sürdüğünü bilen, ar eden, hicap duyan, vicdanları kanayan ama sessiz bir şekilde bu yangın yerinde insan olmak kavramının içini doldurmaya çalışanlardır.

    onlar bize güzellikleri yaratacak evrensel gücü sağlayan acılı ve herkesin yerine utanç hissedebilen tuhaf varlıklar. melekler sadece boru üfleyen, can alan afaki varlıklar değildir. ortak bir aklın ve bilincin hem nedeni hem de sonucudurlar.
    0 ...