bu sabahların bir anlamı olmalı diyerek uyanırsın hayatından saatler götürdüğünden bihaber olduğun kısa süreli ölümden. düşünürsün kendi kendine ve sorarsın "evet ne var?" diye yalnızken dertlerini dinleyen karalama duvarına. bilirsin iz bırakanlar unutulmaz ve kendi kendine umutsuz bir aşk başlar. her ne kadar o bitirse de. bunu bilip ağlarsın ama ısınamazsın ağlarken kanın gibi sıcak olsa da gözyaşların. zat ı alilerine ninni gibi gelir "seni seviyorum" deyişin. "seni hayatımdan çıkardım desem de inanma" dersin yüzüne ama içinden ve ne çok çektim senin elinden. sorarsın "yaşadıklarımız iki aşığın yaşadığı en güzel şeyler değil miydi?" diye,bu kadar çok şey yaşadıktan sonra bu olanlar normal mi sence diye geçirirsin aklından. o son öpücük aklımda, kalbimde ve dudağımda tadını bıraktı,tadın kaldı. sen benim başucumda duran küçük, minnacık bir poh poh perisisin fakat bana tatlı sert bir acı verdin.