bana bir amele yanığı ve ağrıyan bele bedel olan mitingdir. varsın helali hoş olsun. bazı unutulmazlarda olmuştur tabiki;
ben lokasyon olarak 30 metre kadar arkasında idim. sabahın kör saatinde gittiğimiz için güzel yeri kaptık *. ancak karşımda gıcık sesiyle nejat yavaşoğulları belirdiği.yirim seni sarışınım diyecekken ezan okunmaya başladı ve şarkıya giriş yaptı. hüyop müyop derken yarıda kesti allahtan. netice itibariyle lekum dinikum veliye din, ama ezanada saygı olmalıydı. özür filan diledi iyi oldu netice itibariyle.
ulan şöyle miting yapıyorsun, kıytırık 4 hoparlör koyuyorsun. ben 30 metre arkadayım, ses bana bile gelmiyor. hiç mi profesyonel sesçilerden destek alınmaz, milyon hedeflediğin mitingde tüm umudunu 4-5 kıytırık bojidar hoparlöre bağlamak nasıl bir zihniyet ürünüdür, onuda anlamış değilim.
konuşmacılar arada bir zıçma ihtiyacı hissettiler. yamuluyorsam düzeltiniz ama, bir ara din sahibi olmak suçmuş gibi gösterilmeye başlandı. tuncay özkan zaten gazman,gelene geçene salladı durdu. lise de böyle ders anlatan bir felsefe hocam vardı, bana onu hatırlattı *.
80 ihtilalini yaşamış olan pek çok aydınımız, ordu göreve gibi terimler ve orduyu gazlayıcı konuşmalar yaptılar. bir an içimden 'lan ben neredeyim, nooluyoruz' filan dedim. allah'tan bir kaç kişi sivil çözüm vs. dedide yerçekimli ortama döndüm. içimden ' titreyin bre kendinize gelin' serzenişlerimi duymuş olmalılar.
bana en çok koyan sahne, dönüş yolunda oldu. bir evin penceresinde, 70-80 yaş aralığında olan bir pamuk nine, elinde türk bayrağı sallıyordu. bir eliylede gözyaşlarını, başındaki başörtüsüne siliyordu. aşağıdan bağırdım, ancak duyuramadım, olaki bu satırları okuyan bir yakını olursa, pamuk nineme söylesin; ben onun başındaki için ölürüm.