darbe isteyen zihniyet

entry53 galeri
    18.
  1. Darbelerin bir ulusun siyasi ve toplumsal hayatına , bilimsel - ekonomik gelişimine etkide bulunduğu gerçeğinden yola çıkarak temelinde Atatürk devrimlerinin ve Cumhuriyet rejiminin altını oymaya çalışan , siyasal ve toplumsal yapıyı dinci bir siyasal islam devleti profiline benzetmeye çalışan zihniyet karşısında tüm demokratik sivil uyarıların sonuçlarının görmezlikten gelinerek , pişkin bir şekilde laik eğitimi , bilimi dinsel motiflere teslim ederek , ekonomiyi gelişme adı altında ulusal kaynakları pazarlayarak arap ve amerikan sermayesi haline getirmek gibi çok sebepli değişkenlerden dolayı faydalı olabileceği de görülen ve geçmişten farklı olarak bugün karşı-devrimcilere tepki gösterilecek ise bunun sadece ordu tarafından değil sivil halk tarafından da bir tarihsel bir onur meselesi ve yaşam mücadelesi olduğu mitinglerle de açıkca gösterilen bir oluşum olacağını bilen devrimci zihniyettir . Darbelerin ülkeleri her zaman geriye götürdüğü gibi bir gerçek söz konusu değildir ; mevcut sistem içerisindeki kriterler göz önüne alındığında şu anda ülkemizin 1950 lerden beri anti-komunizm adı altında varolan bir savaşın ve onun kadrolaştırdığı, kutuplaştırdığı dinci ,ırkçı bir sosyal altyapı üstünde düşmek üzere olan bir kaleyi andırdığı tüm çıplaklığıyla göz önündedir . 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri emperyalizmin yağlı kıyağı için faşist ordu mensuplarınca yapıldığını , 12 Mart 1960 darbesinin ise bugünki siyasi iktidarın benzeri bir gizli günlüğü toplumsal ve siyasal platformda üniversiteleriyle birlikte dinci bir zemine dönüştürmeye çalışan hilafetçi Adnan Menderes ve Celal Bayar gibi densizler karşısında yapıldığını bilmekteyiz . Bu darbelerde elbette ordu tutarsız davranmıştır. 1960 darbesi demokratik kazanımların işlevselliğe kavuştuğu bir alt yapı getirirken , 80 darbesi demokrasiyi emperyalizm ve küreselleşme adına yontmuş , işçi sınıfını ortadan kaldırmış ve günümüzün dinci arap ve amerikan sermayederlerini yaratmıştı . Bu bağlamda ordunun her iki darbede de en önemli bir destekçiden yoksun olduğunu görüyoruz : sivil destek. işte mecbur bırakıldığı zaman 1960 'da sivil itaatsizlik göstermeyi bilmiş demokratik , sivil , laik türk ulusu gerektiğinde tekrar bu sarsılmaz iç dinamiğini gösterebileceğini ve bu iş için ordunun gerek bile olmadığını aslında miting alanlarında bağıra çağıra ifade etmiştir . Bu bir darbe olacaksa " Amerikan, Avrupa ve Arap emperyalizmine , yobazlığa , dinciliğe , Atatürk düşmanlarına , laik demokratik Cumhuriyet rejimine , ulusal varlığımıza söven bir zihniyete " karşı olacaktır. Umarım bu insanlar tarihten şu dersi çıkarırlar : " Aynı koşullar altında ortaya çıkan farklı olayların sebep olduğu şeyler aynıdır . " ve sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde etme aptallığını bir kenara bırakırlar ; kısaca defolup giderler , zira değişmeyeceklerini her kurdukları parti sonucunda yaptıkları işlerle ve tırmandırdıkları gerilimler ile acı bir şekilde yaşıyoruz.
    3 ...