okulun uzaması riskiyle sinirler allak bullak olmuş, dokunsalar ağlayacak şekilde danışman hocanın kapısında bir saat bekledikten sonra görülür kendisi. naber adamım hoca gelmedi mi? gel o zaman muhabbet edelim diye odasına çağırır. bi sabah kahvesi ikram eder. sonra başlar sağdan soldan konuşmaya. o sinir, stres, gerginlik ortamını bi anda dağıtır. kısacası, anlar öğrencinin halinden.
laubali'nin yerine, "kral" daha uygun bi sıfattır bence kendisine. kral adammış vesselam.