çok meşhur bir şey bu! hele fast-food'un vazgeçilmezi.
geçtiğimiz aylarda kafanın yüksekliğine istinaden 'bu patatesi kim buldu lan? haşlanıp yenildiğini nasıl anladı avradı siktiklerim!' demiştim. buldum oğlum. zerrekadargamiolmayanadam aydınlattı lan beni. *
bu patatesin söylenişinin bir benzeri domates diye bir şey var. bilindiği üzere domato ve potato olarak tüm dünyada yer etmiş. kökeni kızıldereli'lere dayanıyormuş. kızıldere ney lan? kızılderi. işin ilginci bu domates efendime söyleyim salça olsun; osmanlı mutfağının vazgeçilmezi! bende sanıyorum ki, çok eski. meğer osmanlı mutfağına da 19.yüzyılın ikinci yarısında girmiş bu melet. yani neymiş koskoca fatih sultan mehmet bol zeytinyağlı domatesli soğanlı salataya ekmek banıp yiyemeden göçmüş gitmiş bu dünyadan ehehehe. hayat çok acayip lan. zaten eskilerin kafası da bir değişik. düşünsene 'tüm dünya'yı aldım! artık benim amk.' diyorsun. adamlar okyanusta yarak-kürek bir tekneyle dolaşırken kıta keşfediyor lan. hayal kırıklığını düşünsene! 'eeee hani bittiydi? hani dünya bizimdi. cihad yapacağdık. pffff.'
dünya yuvarlak diyince kafası uçurulan kardeşlerime de ayrı üzülüyorum. onlarda çıkıntılık yapmış ama. adam düz diyor amk. niye üstüne gidiyorsun?
o bu değilde amerika'yı keşfeden adamda christophe colomb değil bilinenin aksine. o andaval gitmiş oraya da, ayıkamamış oranın yeni bir ada olduğunu. yada kafası almamıştır. net değil orası. sonradan giden americo vespucio kardeşimiz demiş ki 'bura yeni bir yer lan.' sonra da adını koymuş. olaya baksana amk. ben kapı ziline adımı yazamıyorum ev arkadaşına ayıp olur diye. adam koskoca kıtaya adını koymuş. darlandım yine bak. konu patatesten nerelere geldi.