yanlıştır. che guevara ve atatürk ikisi de ideal adamlarıdır, birer idealleri vardır ve bu uğurda birer dava kişileridir. fakat izledikleri yönetem farklıdır. atatürk savaşta bile olsa asla insani değerlerden vazgeçmemiştir. tabiri caizse düşmanına bile saygılı olmuştur. *. onun bu yüce yönü dünya savaşında savatşığı devlet adamlarının bile takdirini kazanmıştır.
che guevara ise ideasına, kızıl elmasına ulaşmak için farklı yöntemler kurgulamış ve uygulamıştır. che'nin tüm stratrejisi 'nefret' e dayalıdır. evet, che için en önemli olan kendı tarfındakilerin karşı taraftan olabildiğincde nefret etmesini sağlamaktır. bu uğurda herşey mübahtır felsefesini savunmuştur. bunlar birer iddia değil, che'nin kendi beyanlarıdır. hatta bu şekilde bir sözü de bulunmaktadır;
"bir mücadelede önemli olan nefretin etkin olmasıdır, düşmana karşı uzlaşmaz olan bir nefret.. bu nefret insanoğluna sınırlarının ötesinde bir azim verir ve onu etkili soğukkanlı bir ölüm makinesine dönüştürür. Askerlerimiz böyle olmaldır, nefretsiz bir halk düşmanını yenemez. savaşı düşmanın evine, eğlence yerlerine ,ailelerine taşıyacak ve her an kendisini takip edilen bir hayvan gibi hissetmesini sağlamak gerekir."
günümüzde ikisi de dava insanı olarak lanse edilmektedir. bırakın üstünlüğünü atatürk gibi çok yönlü dehanın herhangi bir alanda kapasitesine ulasabilecek bir kıyas bile son derece gülünç olacaktır. benzer oldukları tek yön ikisinin de arkadasından gelen insanlar olmuş olması ve ikisinin de liderlik, önderlik yapmış olmasıdır. fakat konuyu akademik bir açıdan ele aldığınızda che'nin kendi davası adına yaptıkları bi' nevi terördür. çünkü nefretle bu denli yoğrulan bir ideoloji ancak korku vermek, korkudan titretmek anlamına gelen terörün tanımıdır. yurtta sulh cihanda sulh diyen bir önderle che'yi kıyaslamak bu açıdan baştan yanlıştır.
tabi ki che için bir yafta yapıstırmak zordur. çünkü komiktir ki günümüzde kimi için terörist olan, kimi için özgürlük savaşçısıdır.