bu şarkıyı ilk dinlediğim zaman hiç beğenmemiştim lan bu mu o kadar adele adele dedikleri diye. sik gibi bir piyano tekrarı sürekli çok sade hiçbir şey yok ekstradan. sadece kadının sesi güzel demiştim birazcık ama şarkı çok basitti. ya da sade daha doğrusu. sanki birsürü benzeri yapılabilir gibiydi benim için.
neyse bir gün yağmur yağıyordu dışarda sırılsıklam ıslandım bilerek normalde hiç sevmem ıslanmayı ve ıslak olan herşeyi ama bilerek ıslandım bu sefer. eve hızlıca girdim böyle sanki bir filmdeymişim gibi hissettim kendimi olur ya herkese bazen sanki kameralar varmış gibi davranırsın aynı benim de öyleydi işte.
girdim içeri, üzerimi hiç çıkarmadım, kirli kupamı hiç yıkamadan yine kahveyle doldurdum ve pencerenin yanına geçtim. toprak pek kokmuyordu şehirde ama olsun o ortam yeterliydi eski en sevdiğin kızı düşünmek için.
sonra tvyi açtım bu şarkı işte. tam oturdu işte yerine film dedim içimden. hatta rüzgar şarkının yükseldiği yerde hızını artırarak güzel bir süpriz bile yaptı bana. sonra toprak bile koktu. sonra o şarkıyı çok sevdim. kahveyi de. yağmurda ıslanmayı da.
sevdiğim birşey daha vardı ama artık ona ulaşmak imkansızdı.
birden ben de katıldım şarkıya;
Nevermind, Ill find someone you.
I wish nothing but the best for you too.
Dont forget me, I beg, I remember you said:
Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead