çocukluktan itibaren başlar bu merak.
baba ekmek almaya gitse, çocuk hemen ön kapıya saldırır. o arabanın önüne oturup sırıtıverir hemen.
baba düşünmez, çocuğa emniyet kemerini tak demez. hatta iki çocuk varsa kavga etmesinler diye ikisi birden oturur o koltuğa. trafikmiş, tehlikeymiş, yasakmış iplemez baba.
ya anne, ona ne demeli. anneler daha beter. anne öne oturacağım diye merakından geberircesine, çocuğu da kucağına alır öyle oturur öne. emniyet kemeri zaten süs, hak getire.
aylık bebeği bile önce kucağında kadının. evladını düşünmez, neyin derdindedir anlamam.
o çocuklara araba koltuğu alınıp arkaya oturtmak zor gelir işte.
görünce beni de deli eder, küfrün biri bin para tabi.
ha birde, şoför anne ya da babanın, çocuğu kucağında araba sürmesi vardır ki, ahmaklıktan öte bir durumdur.
azıcık, akıllı olun. neyinize güveniyorsunuz anlamıyorum. hadi kendine usta şoförüm dedin güvendin ki trafikte usta şoför diye bir şey yoktur. senin hata yapma eşiğin, trafikteki diğer sürücülerin hata yapma eşiğiyle eşittir. sen tüm kurallara uysan yanında bir hanzo çıkar sollar, sağlar, ortalar.
evlatlarınız değerini bilin. millet evlat diye melerken, siz evladınızı azraile kendi elinizle teslim etmeyin.
emniyet kemeri ve bebek koltuğu ile ilgili yaptırımlar ağırlaştırılmalı. hani yasaya göre 30 kiloya kadar tüm çocuklar bebe-çocuk koltuğunda oturacaktı ya, kaç arabada var o koltuktan bir araştırma yapsın sayın isviçreli bilim adamları.