büyük oranda inandıkları masalın kalitesizliği ile doğru orantılı bir bozukluktur. inancını ve dolayısıyla kendisini dünyanın merkezi sanma, bu dünyanın sanal olduğu iddiasıyla kimseye saygı duymamak zorunluluğu, beri taraftan dünya malı ve mevkilerine aşırı bir özen ve düşkünlük, ve tüm bunların bir araya gelmesi ile oluşan bir manasızlık ve dengesizlik.
"bu da insan, bir konuda olsun oturur bir orta yol, bir genel anlayış saptarız" diye karşınıza her aldığınızda israrla ve inatla ağzınıza sıçmaya koşullanmış süzme hasta bir kişilik. bir an için sizi kendinizden bile şüpheye düşürür gibi olsalar da, bir kez ne oldukları anlaşılınca bozukluğun aslında bu bünyelerin doğal bir dışavurumu olduğunu anlar ve her tür iletişim ihtimalinden bir anda vazgeçersiniz.
eleştiriye açık olmak, tahammül vs. tarzında medeni kavramlara hiç girmiyorum bile: daha asgari kişilik gelişimlerini dahi tamamlayamamış oldukları için bunlar lükse girer. her kesime saldıran, kimseye yaşam hakkı tanımayan, kadınları insandan bile saymayan, her fırsatta demokrasi diye kendine ağlayan, "bize dinci diyollar" diye şikayet eden bu bünyelerin ağzına kürekle vursan o kürek dile gelir ve "acı bana" diye haykırır. siz evde denemeyin tabi, yazık küreğe...