ortaokulda aynı sınıftaydık, benden kopya isteyen, tuvalette çişini yaptıktan sonra pantolonunu ıslatıp üstüne işediği belli olmasın diye köylü kurnazlı yapan eski arkadaşım, şu anda büyük bir şirkettin ceo su olarak çalışıyor. bok gibi para kazanıyor,ben kıçı kırık bir turizm firmasında üç kuruş maaşla çalışıyorum.
aslında böyle olacağını ben o zamandan fark ediyordum.* yazın mahalleye karpuz getiren rasim abi sergiyi bize emanet ettiğinde hep yazar var entry var biyrooon kasada dursun derdi, sınıfta para toplanacaksa yazar var entry var biyrooon toplardı, zaten ortaokulun son senesi kendine salcano bisiklet almıştı, para biriktirip aldım diyordu ama ben inanmamıştım. en son selin e hediye alarak başka bir bisiklet daha aldığında gidip müdüre şikayet etmiştim. hocam bu arkadaşımız okulu hortumluyor dikkatli olun diye.
müdür bu bilgi karşısında çok şaşırmıştı otur evladım kola içer misin? diye çok nazikçe sormuştu. ben kolamı yudumlarken okuldaki çocuklar hakkında sorular sormaya başlamıştı, benden her gün odasına gelip bilgi vermemi istedi tabi ben bu fikre ilk başta temkinli yaklaşsamda 3 cü gidişimde cebime 5 tl sıkıştırınca mahalledeki mümtaz amcanın alkolik olduğunu karısını her akşam dövdüğünü bile söyledim. müdür artık beni çok seviyordu ben bu sevginin verdiği güvenle yazar var entry var biyrooon a karşı müdürü dolduruyordum.
teneffüslerde okulun tuvalettinde sigara içenleri, dersten kaçanları, kantinden topkek çalanları tespit etmek artık benim görevimdi müdürümüz hamza beye verdiğim isim listelerinin en üstünde yazan isim hep yazar var entry var biyrooon oluyordu parantez içinde ''hocam çok tehlikeli tedbir almamız lazım'' diye not düşüyordum. okul çalkalanıyordu ispiyoncunun kim olduğunu bulmaya çalışıyorlardı hatta bir kaç çocuk bu yüzden dayak bile yemişti ama ben çok zekiydim asla beni tespit edemezlerdi. *
müdürümüzün yaptığı baskınların hiç birisinde yazar var entry var biyrooon yakalanmıyordu, idari bir ceza gelmesi olanaksızdı sonuçta ben gayri resmi bir ispiyoncuydum benim verdiğim bilgilerin bir geçerliliği yoktu, seline pandik atıyor hocam, edebiyat öğretmenimiz tuğçe hanımın arabasını çizdi, her sabah 15 dakika sıçıyor sifonu çekmiyor diye verdiğim gazlar çok fazla işe yaramıyordu.
hayatımızın dönüm noktası o gün gelip çatmıştı.
kantinden aldığım çift kaşarlı tostumudan kopardım büyük bir parçalı seline uzattığımda malum şahıs sınıfa girmişti, selin onu görünce s7v7n sen arka sıraya geçsene önemli bir işim var dediğinde tostan akan kaşar masaya deyiyordu kaşar selin zaten hiç sevmemiştim onu. ben arka sıraya doğru ilerlerken o şahıs benim ısıttığım sıraya oturdu ikisinin kahkahaları bütün sınıfın senini bastırıyordu, dersimiz boş olduğu için herkes kendine bir uğraş bulmuştu eğleniyorlardı sadece ben eğlenmiyorum.
yazar var entry var biyrooon ayağa kalktı kara tahtanın önüne geçti ''arkadaşlar sizden bir ricam var yardıma muhtaç birisi için para topluyorum lütfen sizde yardım edin'' dedi. ben hemen ayağa kalktım.
-kimmiş o kişi isimini söyle.
+bana güven s7v7n gerçekten yardıma ihtiyacı var.
-kardeşine mi bisiklet alacaksın.
+lütfen s7v7n ciddi bir konu bu.
ben yerime otururken sıraları gezmeye başlamıştı, elindeki poşette atılan paralar büyük bir miktara ulaştığında dayanamayıp koşarak sınıftan çıktım, hemen müdürün odasına girdim hocam yazar var entry var biyrooon zimmetine para geçiriyor. koşun baskın yapalım dedim. nefes alıp verişim düzene girene kadar kapıda bekledim müdür beyi, kapıdan hızlı adımlarla çıkmıştı sınıfa girdiğimizde sessizlik ilk bozan ben oldum hocam orada işte paraları sayıyor.
müdür kulağından tutup odasına götürdü sülün osmanın küçük kopyasını, ben de peşlerinden gitmek istedim ama sen burada bekle dedi. onlar çıktığında sınıfın erkekleri şerefsiz, ispiyoncu, yalaka diye söylenmeye başlamıştı kendimi yakmıştım ama yazar var entry var biyrooon da benimle beraber çukura çekmiştim.
ikinci dersimiz de boş olduğu için dışarıda takılıyordum, dedikodu çabuk yayılmıştı bütün gözler benim üzerimdeydi omuz atanlar artmaya başladığında sınıfa gitmeye karar verdim, kapının önüne geldiğimde flaş sesleri geliyordu o şahıs selinle aynı sırada oturuyordu müdür beyin yanında kameramanlar, fotoğrafçılar sürekli sorular soruyorlardı. müdür bey okulumuzun gururudur kendisi dersleri çok iyidir örnek öğrencimizdir diye sürekli aynı kelimeleri söylüyordu. olayın ne olduğunu anlamam uzun sürmedi.
benim dolandırıcı diye ispiyonladığım arkadaşım, mahalleden lösemi hastası bir çocuk için para topluyormuş.gizli gizli yardım ediyormuş. tabi o gazetelere çıkınca kahraman, herkesin sevdiği çocuk, okulun popüler veledi olmuştu, ben mi? dışlanmıştım her gün hakaretler, tacizler oluyordu zaten 1 ay sonra taşınmak zorunda kaldık babamın işleri bozulmuştu istanbul un varoş bir semtine kiraya çıktık.
hayatımı karartan bu şahısa kinim asla bitmeyecek. *