çocuklarına aşık olduğu kadınların ismini vermek

entry4 galeri
    ?.
  1. zavallı ruhum; ne çileler çekmiş, ne badireler atlatamamışsın.

    cahit sıtkı tarancı: 35 yaş şiirini yazdığında, dönemin teknolojisi ve imkanları çerçevesinde gayet iyi niyetli bir tutum içerisinde bulunmuş; yoksa 35 yaşın yolun yarısı olduğunu düşünmek o dönem biraz fazla hayalcilikti.

    35 yaşındayım; yeni yeni yolun yarısına gelmiş bir hayata sahibim. binlerce tramva yaşamış, hep savaşmış ve herkes gibi çok az mutlu olmuşluğum vardır. bilirsiniz bin yıllık geyiktir; hani şu yaşadıklarımızın, bizde mutlaka iz bıraktığı nanesi. herbirimizin bir scar face edasıyla yoğun duygu durumlarda, enteresan bir varoluş tribine girme gülünçlüğü...bende herhangi biriydim ve benimde onlarca yaram vardı; ama sadece yaşadıkalrım iz bırakmıştı bende. mesela birlikte olduğum kadınların, yani yaşanmışlığımın olduğu kadınların kokuları hep havsalamdadır. dün gibi bilirim onları. derin derin çeker, kendime acırım saatlerce. peki ey insanlar; ya yaşayamadıklarımız?...

    aşık olup; deli divane olduğumuz gül yüzlü bakireler.

    deliler gibi sevip; kabullenilmeyişlerimiz.

    sessiz bir çığlık gibi, gönlümüzden kopan kevaşeler.

    bunları düşündünüz mü hiç? bunların bizde bıraktığı somut bir iz var mı? işte bu eksiklikten ötürü; çocuklarıma aşık olup, reddedildiğim; aşık olup açılamadığım kadınların ismini verdim. onalrı somutlaştırdım ve onları yaşattım.

    10 yaşındaki kızıma bakınca, eksikliklerimi hatırlarım.

    6 yaşındaki kızımda ise; korkaklığımı yaşarım.

    bu sıradan varoluş girişimimde, beni üzen tek mesele ise. evlendiğim kadının ismini çocuklarıma veremeyişim. garantici bir hayatın, düş kırıklıkları işte.

    tanım: bir eksikliği giderme çabası.
    0 ...