kaan ince

entry32 galeri
    4.
  1. kaan ince, çok genç yaşta uçup gidenlerden, aramızdan biri, sıkı bi şair, 2 şubat 1970'de ankara'da doğar. ilk, orta ve liseyi ankara'da bitirir. 1986'da şiirle ilgilenmeye başlar. 1990'da ankara üniversitesi sosyoloji bölümüne girer. ocak 1991'de milliyet sanat genç şairler köşesinde ilk şiiri yayımlanır. çağdaş türk dili, yazılı günler, damar, promete, karşı dergilerinde şiirleri yayımlanır. nisan 92'de yaşar nabi nayır şiir yarışmasında "mektup" şiiri yayımlanır. 1992'de "gizdüşüm" adı altında yazdıklarını bir yayınevine verir. 11 ağustos 1992'de, istanbul kadıköy'de, ümit oteli'nde 05.00'de atlayarak canına kıyar. 20 ocak 1993'de "kaan ince kültür ve sanat vakfı" kurulur. ekim 1993'de de "izlek" dergisi çıkar.
    afşar timuçin, kitabın önsözünde "kaan ın bıraktığı" başlığı altında şöyle der: "zamansız ölüm yoktur, erken ölüm vardır. ölüm ölümdür. şu ya da bu şekilde oluşu birşeyi değiştirmez. yaşamı savunmak gerekir, ancak ölmeyi bilmek de birşeydir. bazen ölüm bizi yakalar, bazen biz yakalarız ölümü elimizle."

    * işte "mektup" şiiri:

    mektup
    yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum. gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, sessizliğim. aktım ölü deniz kızıyla gökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgar oldu, postacımız güvercin. civa gibi eridik kabımızda. kırmızıya gittik. hemen yokladım yüzümü yağmurun yuva yaptığı ellerimle. iyice şaşırmıştı alıcısı vapur ıslığımızın. saplandı gözlerimin ışığı yeni güne.
    mermer bir kayıkla geri döndük
    diğer yarısına acının,
    usulca çekildi deniz,
    son bulduk, yenildik.
    artık yataksız bir liman yüreğim, soğuk ve loş. kırık
    düşlerim. serçelerde gözlerimin buğusu. buruk içim.
    böylesi bir yenilgiyi beklemediğim için
    sabahın en serin ucunda bağıran ben
    intihar edecekmiş gibi sıkıyorum
    düşük boynuma asılı sonbaharı.
    çekildi yaşanan hıçkırıklara, yaşanmayan düş kırıntılarımızla boğulduğumuz odaya. düştü saat duvardan, telefon diye çevirdim yelkovanı: imdat. akrep soktu kendini. çan sesleri, ezan sesleri, mart sesi, çatılarda kaldı gecenin gizi. unuttum mektubun içinde boğulduğumu. elveda.

    "haritası parçalandi ellerimde gecenin,
    bir yitiriş değil bu, sınırlari tutamadım yerinde, gözlerime doldu sular,
    şimdi zaman oynak bir gölge. nasıl başlasak geri dönmemek
    için? hüzünkıran ardında saklanan kalbimle, artık,
    okyanuslara açılmak geçmeli içimden. biliyorum. ama kavuşmalar
    ayrılıktır bazen."

    sibel poetry de şairin bütün şiirleri bulunabilir..
    2 ...