-ben dünyada inanmazdım, ve ne yazık ki, kabul görmek, kendimi iyi hissetmek ve komiklik yapmak için dalga geçtim dinle diyanetle,
-inanmaman ayrı ama inanmadığın dinle diyanetle neden bu kadar uğraştın ki? saçma değilmi bu?
-o zaman saçma gelmiyordu, hem etrafımdakiler hep öyleydi ve onların arasında kabul görmek için bende onlara uymalıyım, ben de dalga geçip onların takdirini kazanmalıyım diye düşündüm herhalde,
-e peki nerede şimdi onlar? dünyadayken duymuşmuydun şu sözü; "ey nefsim deme 'ben de herkes gibiyim' herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder"
-duymadım, belkide duydum, zaten dünyada 1 saat ya da 1 gün falan kalmışımdır herhalde, herkes aynı şeyi konuşuyor,
-böyle zannetmen normal, dünyadayken bile geriye dönüp baktığında, geçen zamanın, ve aldığın lezzetlerin, burukluktan ve o anın bir daha gelmeyeceğini bildiğin için acını artıran anılardan başka nesi kaldı sana kar?
-haklısın, ama bu şekilde idrak edemedim o zamanlar, ne olacak şimdi?
-idrak edemedin, ama sana koynunda akrep var diyeni de dinlemedin, yanlış kişilerin peşinden gittin, doğru yaptığını zannederek, gerçekten doğru yapanları da kendine düşman belledin hiç düşünmedin, hiç terazi kullanmadın kafanda,
-ama zehirlenmiştim, öyle yetiştirilmiştim, doğrular onlar zannederek büyütülmüştüm, allah onları kahretsin, ettimi?
-onların akibetini görmek bile istemzsin, ve sen de buyur sana vaad olan azabı tatmak için,
-"kendi kendine zulmedenlerden oldum"
-keşke düşünseydin dünyadayken, böyle bir sonla karşılaşmasaydın, dünyadayken etrafına bir baksaydın anlayacaktın, dünyanın camparçalarını buradaki elmaslarla değiştin, 30 yıllık elemli bir lezzeti, buradaki sonsuz ve elemsiz lezzetle takas ettin, kaybettin, allah vaadında sadıktır, ve iman edenler haricinde herkes hüsrana uğrayanlardan olacaktır.