27 nisan 2007 genelkurmay başkanlığı açıklaması

entry251 galeri
    145.
  1. demokrasi, insanların yönetilmesine gerek dahi olmayan ortamda tam anlamıyla uygulanabilecek bir sistemdir. demokratlığı kendine yakıştıran insan önce "aydın" olmalıdır.

    feodalizm yanlısı, ağanın, şeyhin, aşiret reisinin, hocaefendilerin ve bunların kullarının kendi düzenlerini sağlayabilmeleri için kazanılmış olan ilerlemelerin terk edilmesi değildir demokrasi.

    askerin açıklaması kelimenin tam manasıyla zamanlama açısından yerindedir, belki alarm seviyesi şu an düşük bile denilebilir. nasıl bir ülkede yaşadığımıza bakmalıyız; bizim için bugün ülkenin esenliği salt borsanın inip-çıkmasına bağlanmış, bölücünün ve şeriatçının kazanımları "demokrasi"nin tanımı içine girmiş, tbmm'de ihlal edilen bir yasanın yüksek mahkemeye götürülmesi "bürokratik oligarşi" ilan edilmiş, bütün eski şeriatçılar aynı şekilde (nasıl oluyorsa) birden çark etmiş, hepsi sözde cumhuriyetçi ve demokrat olmuş...

    gerçek demokrat, demokrasi'nin cumhuriyet olmadan olamayacağını bilmektedir, en azından anayasa'nın 2. maddesindeki "Sosyal bir hukuk devleti" kavramının cumhuriyet'in algıladığı demokrasi biçiminin liberalizmle olan farklılığı yarattığını fark etmektedir.. asker'de bunca yapılandan sonra artık olması gerekenin bu olduğunun farkındadır. sosyal devlet, sosyal düzenlemeyi yapan devletin hiyerarşik bir sistemle, piyasanın ise idari ve denetleyici ve aynı zamanda özel çıkarların yanında toplumsal ve devlet gücünün dayanışma, yardımlaşma boyutunda olması gerektiğine işaret eder.

    asker toplumsal yapıyı 12 mart ve 12 eylül'le bugün mevcut olan duruma getirmiştir, bu doğrudur ve önemli nokta da aslında budur. 28 şubat'la tsk gidişatın etkilerine karşı gardını almıştır. bugün akp'nin bu denli yüksek oy alması -ki akp muhafazakar bir partidir ancak ab ve abd ile özal'dan bile daha çok dayanışma içindedir- yoksulluğa, sosyal yapının çökmesine karşın, iç ve dış tehditlere karşı toplumda yeterince doğru tepkilerin verilmemesi 12 eylül'lerin eseridir. akp demokrat parti'yi gericiliği ile ardında bırakmasına rağmen, medya gücünü elinde bulunduran neoliberallerle gayet iyi geçinmekte ve paslaşmaktadır.

    bugün liberalizme hizmet eden ve devletin ekonomiden tamamıyla çekişmesini savunan küreselleşme oyunu, devletin sosyal yapısını gelişmekte olan ülkelerde bitirmesini ve tamamıyşa piyasanın elinde oyuncağa, kobay faresine dönecek olan bir halk istemektedir. ve küresel aktörler, ngo'larla sürekli aynı söze vurgu yapmaktadır: demokrasi!

    demokrasiyi hep piyasacılar savunmuş, partilerine isim etmişlerdir. ancak demokrasiyi sürekli kapitalizme entegre edilmiş bir piyasa olarak görmüş ve bunun karşısına dikilen, devletin sosyal yapıyı korumasını ve mümkün olduğunca eşit imkanlar tanımasını isteyen gerçek ve cumhuriyetçi demokratik yapıyı savunan sola karşı saldırmışlardır.

    adına "demokrasi" denilen ve bugün ırak'a hediye paketi olarak götürülen sistem, cumhuriyet'siz olduğunda biraz farklı olmaktadır. direnen halkın "terörist" olarak yaftalandığı günümüzde ise bütün bu süreci biat etmesi istenmektedir.

    sosyal yapıyı çökerten, tüm kamu kuruluşlarını göğüsünü gererek pazarlayan, dokunulmazlık zırhına sığınmış, abd, ab ve barzani'nin sorun çıkarmak istemediği, yanlarında olduğu bir partinin yönetiminde siyasal islamın üst yapıdan sonra alt yapıya da hakim olmaya başladığı bir ortamda, asker yapması gerekeni yapmıştır. abd ve ab "demokrasi dersi" vermeye başlamışlardır, darülfünun müderrislerimiz gibi.

    14 nisan'da meydanları dolduranları ve 29 nisan'da tekrar sokaklarda olacakları faşizm yanlısı, bürokratik statükocu gören zihniyet aslında hep aynı bilerek ya da bilmeyerek, abd tarzı demokrasiye hizmet etmektedir.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük