- benim ne işim var burada diyen bi
tip olmamama rağmen, olduğum yer, her
nereyse artık, o yerde, günümün çoğunluğu
geçmeye başladıysa ve bu durum efenime
söyliim kronik bi hal almaya yüz tutar
gibi olsuysa ve de üstüne üstelik, yetmezmiş
gibi, kendini içinde rahat hissetmediğin
kılık kıyafetle nefes alıp vermek gibi
s.kri boktan bi edimle yüz yüze kaldıysam,
bu ahval ve şeraitin doğal sonucu olarak,
dışarıdan bakılanda, sıradan bakış atanlar
için, normal bi yüz ifadesi gözlemlense
de kendime yabancılaşmanın Allahını kendi
içinde yaşamam gayet doğal gibi geliyor bana.
- eller cepte, ipimle kuşağım s.kimle taşağım
bi hayat yaşarken, (oh mis valla) elleri
cepten çıkarmış (zorunda kalmış) ve memeli
takımı primatlar gibi yandan sarkıtmışsan,
(saatlerce hem de )o elleri nereye koyacağını
bilememe hadisesini pekala yaşarsın aga.
(bilen bilir) hatta yaşadığın gibi bedende
buna refleks olarak tepkisini; ellerin titremesi,
hissizleşmesi vb. elleri kontrol altına alamama,
onları yöneteme gibi (oldu olacak yabancı el
sendromu de bari) semptomlarla ortaya koymakta
gecikmez gibi geliyor bana. yoksa kaşığı
tutmada ne var, tutmuşluğumuzda var çok şükür.
(hakeza eş zamanlı çatal bıçak kullanımı)
- bu güne değin, bireysel hareket edip yapılan
işi bir başkası ile beraber ortak çalışma
yürütmeden tek tabanca halletmiş ve de bundan
tatmin sağladığı için de, (zevki başkadır,
tanrıyı oynamak olarak da düşünebiliriz)
kendinde güveni eksiksiz muhafaza etmişken,
artıkın aksine, açık ofis gibi genişçe bi
alanda, neredeyse sürüsosyal hareket etmek
zorunda kalındığında ve de bu farkındalık,
asıl ellerin içinde olması gereken yer olan
cepte mevcutlarsa, mevcut durumdan kendini
sıyırıp, sürüye karışman, e az buçuk mizahi
bakış açın ve de psikolojik tahlil yetin de
gelişmişse, zor gibi geliyor bana. (önce teşhis)
- sosyalleşmeyi severken, sosyalleşme eylemi,
kendi inisiyatifin dışında da, türlü nedenlerden
ötürü, yapılmak zorundaysa, en önemlisi de,
sosyalleştim bitti, şimdi kendime vakit ayırmaya,
kendimi dinlemeye sıra geldi dediğinde, dediğin ile
kalıyorsan (triplere bak) ve bu ihtiyaca cevap
bulacak zamanı kendinde yaratamıyorsan; (el işi
işte her istediğini yapamıyorsun geyiği) vücutta
gerilme ki ekseri heyecanla karıştırılır, hele ki,
karşı cinsle laflıyosan falan kesin heyecanlandığın
düşünülür, (bkz: dar bakış açısı) yüzde düşme,
ağızda kuruluk ya da kısaca komple mala bağlama
(doktor kesildim iyi mi, hastayı şöyle alalım)
arazları kişide görülebilir gibi geliyor bana.
- hüküm bildiren, hesap soran tonlamalı cümle
içerikli diyaloglara maruz kaldığında, göğsünde
o tonlamaları yumuşatıp gerisin geri ziyadesiyle
gönderme dil beceresine sahip bi bireyken,
(istisnalar kaideyi bozmaz, bazı bazı duvara
elbette ki toslanabilir) bulunulan ortam gereği
düşüncelerinin % 30unu muhatap kulaklara
ulaştırdığında, oluşan e ama kesmedi ki,
yok abicim benim daha edecek bi araba lafım var amk
düşüncesini, kafadan ötelemeye çalışırken,
o ana geri dönmek, hiç bişi olmamış gibi
kaldığın yerden devam etmek zor gibi geliyor bana.