der ve uzaklasir genc adam

entry326 galeri
    322.
  1. - “benim ne işim var burada” diyen bi’
    tip olmamama rağmen, olduğum yer, her
    nereyse artık, o yerde, günümün çoğunluğu
    geçmeye başladıysa ve bu durum efenime
    söyliim kronik bi’ hal almaya yüz tutar
    gibi olsuysa ve de üstüne üstelik, yetmezmiş
    gibi, kendini içinde rahat hissetmediğin
    kılık kıyafetle nefes alıp vermek gibi
    s.kri boktan bi’ edimle yüz yüze kaldıysam,
    bu ahval ve şeraitin doğal sonucu olarak,
    dışarıdan bakılanda, sıradan bakış atanlar
    için, normal bi’ yüz ifadesi gözlemlense
    de “kendime yabancılaşmanın Allah”ını kendi
    içinde yaşamam gayet doğal gibi geliyor bana.

    - eller cepte, ipimle kuşağım s.kimle taşağım
    bi’ hayat yaşarken, (oh mis valla) elleri
    cepten çıkarmış (zorunda kalmış) ve memeli
    takımı primatlar gibi yandan sarkıtmışsan,
    (saatlerce hem de )o elleri nereye koyacağını
    bilememe hadisesini pekala yaşarsın aga.
    (bilen bilir) hatta yaşadığın gibi bedende
    buna refleks olarak tepkisini; ellerin titremesi,
    hissizleşmesi vb. elleri kontrol altına alamama,
    onları yöneteme gibi (oldu olacak yabancı el
    sendromu de bari) semptomlarla ortaya koymakta
    gecikmez gibi geliyor bana. yoksa kaşığı
    tutmada ne var, tutmuşluğumuzda var çok şükür.
    (hakeza eş zamanlı çatal bıçak kullanımı)

    - bu güne değin, bireysel hareket edip yapılan
    işi bir başkası ile beraber ortak çalışma
    yürütmeden tek tabanca halletmiş ve de bundan
    tatmin sağladığı için de, (zevki başkadır,
    tanrıyı oynamak olarak da düşünebiliriz)
    kendinde güveni eksiksiz muhafaza etmişken,
    artıkın aksine, açık ofis gibi genişçe bi’
    alanda, neredeyse sürüsosyal hareket etmek
    zorunda kalındığında ve de bu farkındalık,
    asıl ellerin içinde olması gereken yer olan
    cepte mevcutlarsa, mevcut durumdan kendini
    sıyırıp, sürüye karışman, e az buçuk mizahi
    bakış açın ve de psikolojik tahlil yetin de
    gelişmişse, zor gibi geliyor bana. (önce teşhis)

    - sosyalleşmeyi severken, sosyalleşme eylemi,
    kendi inisiyatifin dışında da, türlü nedenlerden
    ötürü, yapılmak zorundaysa, en önemlisi de,
    sosyalleştim bitti, şimdi kendime vakit ayırmaya,
    kendimi dinlemeye sıra geldi dediğinde, dediğin ile
    kalıyorsan (triplere bak) ve bu ihtiyaca cevap
    bulacak zamanı kendinde yaratamıyorsan; (el işi
    işte her istediğini yapamıyorsun geyiği) vücutta
    gerilme ki ekseri heyecanla karıştırılır, hele ki,
    karşı cinsle laflıyosan falan kesin heyecanlandığın
    düşünülür, (bkz: dar bakış açısı) yüzde düşme,
    ağızda kuruluk ya da kısaca komple mala bağlama
    (doktor kesildim iyi mi, hastayı şöyle alalım)
    “araz”ları kişide görülebilir gibi geliyor bana.

    - hüküm bildiren, hesap soran tonlamalı cümle
    içerikli diyaloglara maruz kaldığında, göğsünde
    o tonlamaları yumuşatıp gerisin geri ziyadesiyle
    gönderme dil beceresine sahip bi’ bireyken,
    (istisnalar kaideyi bozmaz, bazı bazı duvara
    elbette ki toslanabilir) bulunulan ortam gereği
    düşüncelerinin % 30’unu muhatap kulaklara
    ulaştırdığında, oluşan “e ama kesmedi ki,
    yok abicim benim daha edecek bi araba lafım var amk”
    düşüncesini, kafadan ötelemeye çalışırken,
    o ana geri dönmek, hiç bişi olmamış gibi
    kaldığın yerden devam etmek zor gibi geliyor bana.
    0 ...