Demokrasi tarihinde uygulanan sistemler oldukça çesitlidir. Bunlari kisaca bes gurup içinde toplayabiliriz:
Klasik demokrasi
Koruyucu demokrasi
Gelismeci demokrasi
Liberal Demokrasi
Halk demokrasisi
Klasik demokrasi
Atinali senatörlerin toplandigi yer:PnyxEski Yunan sehir-devletlerine dayanir. En iyi uygulayicisi ve o dönemde en güçlü sehir olan Atina’dan dolayi Atina demokrasisi olarak da adlandirilir. ’Belli basli tüm kararlar, bütün vatandaslarin üye oldugu meclis veya Eklesya tarafindan aliniyordu. Bu meclis senede en az kirk defa toplaniyordu. Tam zamanli çalisacak kamu görevlilerine ihtiyaç duyuldugunda, bütün vatandaslari temsil eden küçük bir örnek olmalari için kur’a usulü ile veya dönüsümlü olarak seçiliyorlardi ve mümkün olan en genis katilimin saglanmasi için görev süreleri kisa tutuluyorlardi. Meclisin yürütme komitesi olarak faaliyet gösteren ve bes yüz vatandastan olusan bir konsey vardi ve elli kisilik bir komite de bu konseye teklifler hazirlardi. Komite baskanligi görevi sadece bir günlüktü’[14]. Bunun tek istisnasi askeri konularla ilgili on generalin tekrar seçilebilme imkaniydi.
Atina demokrasisinin özelligi vatandaslarinin siyasi sorumluluklara genis çapta katilma isteginin bulunmasiydi.Tabi bunun en önemli sebebi, demokrasiye zit bir sekilde uygulanan kölelik sistemiydi. Böylelikle oy verme hakkina sahip Atina dogumlu yirmi yas üstü tüm erkeklerin günlük hayatta ki sorumluluklarinin çok büyük bir kismini kölelerin sirtina yüklemislerdir.Bunun disinda Atina demokrasisinde kadinlarin, metiklerin ve kölelerin oy kullanma haklari yoktu.
Günümüzde Isviçre’nin küçük kantonlarinda halk meclisleriyle varligini sürdürebilmistir. Daha büyük ülkelerde teknik sebeplerle uygulanmasi tercih edilmez.
Koruyucu demokrasi
Orta Çag yönetimlerinden çikmaya çalisan Avrupalilar, 18. ve 19. yüzyilda demokrasiyi daha çok kendilerini hükümetin zorbaliklarindan korumanin bir yolu olarak görmekteydiler.
‘Korumaci demokrasi sinirli ve dolayli bir demokrasi modeli sunar. Pratikte, yönetilenlerin rizasi düzenli ve rekabetçi seçimlerle saglanir. Siyasi esitlik böylelikle esit oy hakkini ifade eden teknik bir kavrama dönüsür. Dahasi, oy hakki gerçek bir demokrasi için yeterli degildir.Bireysel özgürlükleri korumak için yasama, yürütme ve yargi üzerinden güçler ayriligina dayali bir sistemin tesisi sarttir. [15]
Kalkinmaci demokrasi
Bireyin ve toplumun gelisimini esas saymistir.Bu tip demokrasilerin en radikal olani Jean-Jacques Rousseau tarafindan dile getirilmistir. Ona göre bireyler ancak içinde bulunduklari toplumun kararlarini sekillendirebilmesine dogrudan ve sürekli olarak katilimlari halinde 'özgür' olabilirler. Bu açidan bakildiginda, dogrudan demokrasiyi tanimlamakla birlikte bu sekilde olusturulacak genel iradeye vatandaslarin itaat etmesi durumunda özgürlüge kavusacaklari saviyla ayrilir.
Kalkinmaci demokrasinin, liberal demokrasiye daha ilimli hali ise John Stuart Mill tarafindan dile getirilmistir. Mill’e göre demokrasinin en büyük yarari, vatandaslarin siyasi hayata katilimlarini saglayarak, onlarin anlayislarini ve duyarliliklarini güçlendirir. Bu yüzden kadin olsun fakir olsun herkesin oy verme hakkinin olmasi gerektigini savunur.Fakat bu oy hakkini ‘esit’ olarak savunmamistir. Örnegin vasifsiz isçiye bir oy vasifli isçiye iki oy, donanimli meslek sahipleri ise bes oy hakkina sahip olmasi gerektigini, böylelikle demokraside “çogunlugun tiranligi” korkusundan kurtulabilecegini savunuyordu. Basitçe herkesin oy hakkinin olmasini savunurken çogunlugun verdigi kararlarin her zaman dogru olmayabilecegini belirtiyordu.
Liberal demokrasi
Demokraside önceligin özgürlüge mi yoksa esitlige mi verilmesi gerektigi tarih boyunca tartisilmis ve tarih, bu ikisini bir arada tutacak sistem teorisini üretme çabalariyla siklikla karsilasmistir. Liberal demokrasi sistemi de bunlardan biridir. Içinde barindirdigi liberal kelimesiyle özgürlügü, demokrasideki siyasi esitlik kavramiyla da esitligi temsil etmektedir.Bunu düsünürken ekonomi disiplinindeki liberalizm ile siyaset disiplinindeki liberalizmin birbirinden ayirmamiz gerekir.
Basit olarak liberal demokrasi; iktidari halkin belirledigini ancak bu iktidarin bireysel özgürlüklerle sinirlandigi bir siyasal sistem olarak belirtebiliriz.
Hosgörü ve tüm fikirlerin var olabildigi bir rekabet ve siyasi esitlik prensiplerinde gerçeklestirilen seçimlerle iktidara temsili bireylerin getirilmesi liberal demokrasilerin temel nitelikleridir.
Halk demokrasisi
Bu kavram komünist rejimlerde gelismis demokrasi çesitlerini kapsamaktadir.Kendi aralarinda farklar bulunmasina ragmen liberal demokrasi sistemleriyle kesin olarak karsit bir çizgidedir. Genel olarak siyasi esitligin yaninda sosyal demokrasi ile ekonomik esitliginde saglanmasi gerekliligini savunmuslardir.
Marks, kapitalizmin yikilmasindan sonra geçici bir proletaryanin devrimci diktatörlügü'nün olacagini sonradan ise proleter demokrasi sistemiyle komünist bir toplumun olusacagini savunmustur. [16] Komünist devletlerde görülen demokrasi sisteminin fikir yapisi Marks’tan çok Lenin’e aittir.
Bu ülkelerde, partilerin denetimsiz gücünün demokrasiyi gölgede biraktigi elestirisi yaygin olarak yapilmaktadir. [17]
Demokrasiyle ilintili kavramlar
Demokrasi ile cumhuriyet
Cumhuriyet bir rejim, demokrasi ise cumhuriyetin uygulanis sekillerinden biridir. Demokratik cumhuriyetin yaninda dini cumhuriyet, oligarsik cumhuriyet ve sosyalist cumhuriyet biçimleri vardir.Demokratik cumhuriyetlerde, meclisi ve ülkenin baskanini belli araliklarla halkin seçmesi temeldir. Bu sistem genellikle kara Avrupa’sinda kabul görmüsken örnegin Ingiltere’de ülkenin basinda görünüste halkin seçmedigi bir kral ya da kraliçe bulunmasina ragmen yönetim halkin elindedir(oligarsik cumhuriyet).
'Bir cumhuriyetin tam demokratik cumhuriyet olabilmesi için, gönüllü birlikteliklerle bir arada bulunan o ülke halklarinin tüm kesimlerinin, çogulcu özgür iradeleri ile katilimci olarak yönetim ve denetim süreçlerine dogrudan katildigi, demokrasiyi tüm sivil kurum, kurulus ve kadrolari ile var ettigi ve çok kimlikli, degisik inançli ve çesitli kültürlerin bir mozaik olusturacak sekilde bir arada yasamasina olanak veren bir devlet yapilanmasinin gerçeklestirilmesi gerekir.'[18]
Demokrasi ile sekülerizm
Sekülerizm, liberal demokrat düsünürler tarafindan ortaya atilan dinin siyasetten ayrilmasi düsüncesinin genel adi olarak karsimiza çikar. Liberal demokratlar, demokrasinin ‘çogunlugun tiranligina’ dönüsmesini engellemek için devletin tüm dinlere ayni mesafede kalmasini bir zorunluluk olarak görürler.
Hiristiyan ve Müslüman ilimli düsünürler sekülerizmin devlet ve demokrasi içinde var olmasina karsi çikmamakla beraber felsefi anlaminda sekülerizme karsi çikmaktadirlar. [19][20][21]
Seküler demokrasinin en belirgin elestirisi; devletin dini özgürlükler konusunda yaptigi kisitlamalarla aslinda liberal demokrasinin özgürlükçü ruhuyla çelistigi düsüncesidir.
Güçler ayriligi Güçler ayriligi ilkesi yasama, yürütme ve yargi kurumlarinin, devletin farkli organlarinda bulundurularak iktidarin tek elde toplanmasini engelemek ve bu üç kurumun birbirlerini denetleyebilmesini saglamak anlamina gelir.'Devlet iktidarinin üçe bölünmesi ve bunlarin ayri organlara verilmesi gerektigi yolundaki yaklasim, siyasal rejimlerin siniflandirilmasinda da temel alinmistir. Buna göre yasama ve yürütme güçlerinin bir elde toplandigi rejimlere “güçler birligi”, bu yetkilerin birbirinden bagimsiz ayri organlara verildigi sistemlere ise “güçler ayriligi” sistemleri adi verilmektedir.'[22]
John Locke ise iktidarin gücünü yasama, yürütme ve federatif olarak ayirir. 'Burada federatif güç, bütün topluluk, savas, baris, birlik, ittifak ve devletin kendi disindaki bütün kisiler ve topluluklarla her türlü islemi yapma gücü olarak ifade edilir.'[23]
Iktidarin paylasimi sayesinde demokratik yollarla iktidara gelen kisiler kendi tiranliklarinin kurmalari engellenmeye çalisilmistir. Güçler ayriligi ilkesi ile karsilikli denetimin önemi, özellikle Ikinci Dünya Savasi öncesi Adolf Hitler'in demokratik yollarla iktidara gelmesinden sonra artmistir.
Demokrasinin araçlari
ParlamentoDemokrasinin olusmasini saglayan, demokrasinin gelismesini amaçlayan kurum ve olusumlar aslinda birçok siyasi sistemde de mevcuttur. Her devletin bir anayasaya sahip olmasi veya her ülkede siyasi parti bulunmasina ragmen yönetim sekilleri olarak isimleri degistirilir. Çünkü önemli olan bu kurumlar arasindaki iliskilerdir.
Meclis (Parlamento)
Demokraside meclis, rekabet ve esit oy ilkeleriyle halkin temsilcilerinin olusturdugu bir kurumdur. Meclis sistemleri hem nitelik hem de nicelik olarak her ülkede farkli gelismistir.
Siyasi partilerin seçim listesiTek kademeli meclis, iki kademeli meclis ve baskanlik sistemi olarak genellendirebiliriz.Gene görev olarak, güçler ayriligi ilkesinde ki yasamayi yapan kurum olarak genellendirebiliriz. Meclislerin islevleri: yasama, temsil, denetleme ve mesruluk.
Siyasi partiler
Partiler temsil islevi için kullanilan araçlardir.Demokratik ülkelerde siyasi parti bireylerin aktif siyaset yapacaklari alanlardan biri ve en önemlisidir. Ülkelerdeki seçim sistemlerine göre iki partili demokrasi ya da daha fazla sayida parti demokrasisi sistemleri olusur.
Ingiltere’deki gibi iki partinin agirlikli oldugu sistemler, seçmenlerin çogunlugunun bulundugu ‘orta alandaki’ bir yogunlasmaya yol açma ve daha radikal düsünceleri dislama egilimindedir. [24] Her bir partinin çok sayida görüsü temsil ettigi düsünülür.