seul

entry23 galeri
    12.
  1. ekleme yapıyorum. *

    asayiş: seul'de yaşıyorsanız gecenin ikisinde, üçünde sokaklarda tek başlarına gezen iyi giyimli hatunlar görürseniz şaşırmayın. taciz, rahatsızlık verme, kıyafet sebebiyle genç kızı otobüsten indirme ve benzeri aşağılıklar canım memleketimin davarlarına özgülendiği için burada bu tarz olaylarla (büyük konuşmayalım ama) karşılaşma ihtimaliniz sıfırdır. kore abazanı büyük ihtimalle genelev sokaklarında stresini atmaktadır. fakat, bu tarz yerlere gidenler toplum tarafından dışlanabilir, hele bir de yariniz öğrenirse en kibar tabirle ağzınıza sıçabilir. benim gitmeme sebebim de budur, sonuçta merak da bir yere kadar... * yukarıda yazdığım liseli piçler mevzusunu abartmış olduğumu farkediyorum.

    kültür sanat: neyse efendim, önceden yazdığım gibi sanat galerileri ve sergilere kendinizi kaptırırsanız iş güç sosyal hayatınız ortadan kaybolabilir. devlet, sanata ve sanatçıya çok büyük bir destek veriyor. yeni açılan tiyatro sinema ve benzeri kurumlardan iki sene boyunca vergi talep edilmiyor.

    insanların size olan tepkileri: sevgili yarinizde sokaklarda gezerken kesinlikle ilgi çekersiniz. kore'nin erkekleri "bu kız benim yüzüme bakmayıp neden bu yabancıya gitti..." diye içlerinden geçirirler. kızları sizden etkilenirler. boyunuz ve surat yapınız ilgilerini çeker. ama sakın yarinizin yanında mallaşmayın. sizi gören bazı koreliler, size korece "Oh! Weigookin!" yani mealen "ana, yabancı ya bak!" diyebilirler. bu yaklaşım koreliler'in ırkıçılığından değil ama merak ve görmemişliklerinden kaynaklanır. özellikle, yaşlıların sempatik ve komik davranışlarına güleceğiniz kesindir. aman dikkat, pop star ajdar egosu üzerinize yapışabilir!

    yemek meselesi: 2011'de yazdıklarımın üzerinden çok sular geçmiş olmasına rağmen damak tadımı buralara halen uyduramadım. yemek konusunda sıkıntılarım devam ediyor. koreli tükkan sahipleri tarafından dışarı çıkartılabiliyorum. bu davranışın ingilizce bilmemeleri veya benim iğrenç korecem ile bir alakası yok. adamlar gelen turistlerin büyük bir kısmının acayip baharatlı urfa damak tadına rahmet okutacak besinlerini kaldıramayacaklarını iyi biliyorlar. bir acı sever olmama rağmen seul'de bu tarz besinlerini tüketirken deliler gibi kızardığımı, cildimin kıpkırmızı olduğunu ama bir yandan da "yom yom yom..." gibi anlamsız ama lezzet belirten sesler çıkardığımı itiraf etmeliyim. bu dediklerimin dışında şekerli sebze yemeklerinden size gına gelecektir. ama biftekleri mükemmel. türkiye'de böyle lezzetli dana, kuzu eti kalmadı!

    trendler: "hot steam yoga" diye bir şeyi hiç duydunuz mu? burada şu an kore halkının en rağbet ettikleri yoga tarzı bu sizi bir yere kapıyorlar. hayvani sıcaklık yayan bir makinenin eşlğinde 55° sıcaklıkta yoga yapıyorsunuz. geçiniz...

    teknoloji: kore otomobilleri malumunuz. ben bu konuya fazla girmeyerek ve de 1200 tl civarında bir meblağ ödeyerek beyaz bir galaxy s3 sahibi oldum. telefonu karıştırırken raminin 2 gb olduğunu farkettim. forum donanım haberde ise türkiye'de satılan telefonlarda bir gb ram olduğu belirtilmiş. konuyu araştırmaya devam edeceğim. fakat kendi vatandaşlarına kıyak geçtikleri ortada. bizim kaliteli tarım ürünlerimizi yabancıya satıp gdo'luları halka kaktırmamızın tam zıttı bir durum.

    havalar: yaz sever bir insan iken, son sıcaklardan nefret edip, buranın tatlı yağmuruna bayıldım. sıcaklıklar 27° - 28° arasında geziniyor. kesinlikle ideal! ama boğucu sıcaklar kapıda imiş...

    abur cubur: cips, şeker, sakız sever bir kişi olarak burayı cennet ilan ediyorum. tadımsal hazzın anavatanı burası olmalı. *

    sonuç: yaşanır arkadaş burada!
    7 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük