bu kez bir arkadaşım ekolü ile karşınızdayım. ben jelibon için kavga bile çıkarırım. sevdiceğime saklayıp romantizm olsun diye prensibi bozmam. jelibon candır. yerim.
er kişi jelibon yerken sevdiceğinden telefon gelir. e tabi ki aldığı verdiği nefesi bile anlattığından bu jelibon olayını da saklamaz, saklayamaz dişleri yabış yabış olmuştur. zaten o kızla ne zaman konuşsa heyecandan dişleri yabış yabış olur. derken, kız kişi "mmm bana yok mu" diye kendinden beklenen çocuksu tepkiyi verir.
sevdiceğinden ayrı jelibon yemek er kişiye zul gelse de durumu çaktırmaz, lafı geçiştirip önce alışverişe sonra da yeni çıkan bir filme getirerek konuşmayı sonuçlandırır. o konuşmadan sonra er kişi yarım kalan jelibon paketini de alarak doğruca ankara'ya, sevdiceğinin şehrine gider. zaten birkaç gün sonra da kızın doğum günüdür ve kıza haber vermeden ona bir sürpriz yapmayı planlar.
yarım jelibon paketini, kızın hergün geçtiği yoldaki bir büfeye emanet edip planı anlatır. daha sonra sevdiceği menzile girince arayıp, kendisi için bir paket gönderdiğini söyler ve büfeye yönlendirir. kız bir elinde telefonla büfeye geldiğinde, büfeci yarım jelibon paketini verip sahneden çekilir. artık bir kız bir erkek ve yarım jelibon paketi baş başadır.
