bukalemundan mektuplar

entry80 galeri video1
    32.
  1. gitmeye dair.

    sandalyelerden, koltuklardan destek alınarak kurulan, içi evdeki binbir çeşit yastığı barındıran, çatısı annenin yeni yıkadığı çarşaflardan inşa edilen çadırının, evinin, dünyasının ya da kainatının içinde yaşayan çocuğun dramı yıllar geçtikçe gitmeye dair bir tutkuya dönüşürse, şaşırmadan ve eleştirmeden o çocuğu dinlemeli, hala nasıl çocuk kalabildiğine dair sorular sorulmalıdır kendisine. o çadırdaki dış dünyayı siktir ediş, bir zaman sonra aniden ortaya çıkıp gitmeye dair mutlu ve ölümlü hayaller kurdurabiliyor.

    bir zaman sonra dedik ya, ne kadar bilmiyorum. şunu söyleyebilirim ki, tek başına banyo yapamadığın, saçını anneannenin kuruladığı zamanlardan çok sonra bu zaman. acıları devirdikten sonra mesela, ağlamaktan yorulduktan sonra. yıllar boyu kendini kandırdıktan sonra.

    an geliyor ki kalabalıkların içinde anlaşılmamak, fikirlerini dinleyen, onlara katılan veya eleştirebilen birilerinin hayatında olmadıgı farketmek çok derin acılar yüklüyor omuzlara. pes etmek istiyorsun. gitmen ve bütün çevreni terketmen gerek artık. bilinmediğin, tanınmadıgın, yıllarını alarak oluşturdugun karakterini, benligini hic bir baski gormeden ozgurce ortaya koyabilecegin sihir dolu diyarlarda nefes alip vermek istiyorsun. yarına kalabilme telasesinin tek dert oldugu bir dünya düşlüyorsun.

    sonra bakıyorsun ki, -kendini cok iyi tanidigindan da olsa gerek- bu sececegin hayat, bir zaman sonra sarilip da uyayabilecegin, konusabilecegin, kahkahalarla gulecebilecegin, dokunacagin birini isteyecek. onu öyle sevmen gerekecek ki, bıraktığın hiç birşeyi özlemeyesin. onu öyle sevmelisin ki, hayatta kalabilme derdine tek bir dert eklensin; onu da hayatta tutabilmek. ölümüne seveceksin, korkmadan ve sonsuza kadar. yaşanabilir edecek o güzel kadın hayatı sana. varlığı süsleyecek yaşamını ve adamlığını. saçlarını kokladığında diyarın tüm çiçeklerini koklayacaksın, tenine dokunman bir haz dünyasına alacak seni, içinden çıkmak istemeyeceğin. o sen olacak, sen o. beraber yıkanacağız tozlu toprağa düşen yağmurlarda.

    gitmek işte bu yüzden bu kadar zor.

    bu kadar çaresizim işte ben.

    bu kadar yorgun

    ve bitap.

    bir gün o güzel kız gidelim derse bana..

    bir gün..

    o gün ben gideceğim..
    1 ...