uludağ sözlük

entry24284 galeri video19 ses32
    10044.
  1. kendini ağırdan satması gereken durak.

    yazdığım 19, vasat dahi denemeyecek entry ile, 1 günde yazarlık ünvanı aldığım sözlük. belli ki böyle olmasının bir sebebi var. uzatmayacağım fazla, çünkü gerçekten görünmeyen bir karakter sınırı var; ve bu sınırı aştığımda, "kesin okunmaz hissi" hasıl oluyor bende.

    bu sözlükte yazmaya başladıktan biraz zaman sonra hissettiğim en büyük memnuniyetsizlik, oylama yapılmamasıydı. sonradan bu oylanmama işine aklım erdi. mantıklı geldi yani ne yalan söyleyeyim. bir-iki satır yazarak girilen entrylere, insanların oy vermesi zaten saçma olurdu diye düşündüm. ama emek harcayarak yazdığım uzun entrylerden sonra, hiç oylama yapılmaması en büyük memnuniyetsizliğimi farklı bir boyuta taşımaya yetti. zira sadece oylama yapılmadığını düşünürken, yani okunup ama oylanmadığını düşünürken, uzun entrylerin okunup, oylanmaması gibi bir şey olamayacağına göre, okunmadığını da görerek üzüldüm. aslında okunmayan, benden çok daha iyi yazarlar, yazdığımdan çok daha iyi yazılar vardır muhtemelen şu sözlükte. amaç "ben" değil. en azından sadece "ben" değil.

    istatistikleri açıp, "dün en çok oylama yapanlar" listesine şöyle bir göz attım. hemen ilk sıradakinin oy sayısına baktım doğal olarak. "506" adet oy vermiş. bundan öncekiler 1000'i buluyordu. bir ara 12 bin olmuştu ama, o bence kukla'nın bize vermeye çalıştığı bir mesajdı. oylayın mesajı. neyse, öze dönelim. ben inanmıyorum bir günde bu kadar oylanacak entry olduğuna. oylama yapılmamasından yakınan birisi olarak, gerçekten bir gün sabahtan akşama kadar sözlükte vakit geçirsem, hiç yazı yazmadan sadece oylama yapacak olsam; değil "500" oy, "70" oy bile vermem. sanmıyorum vereceğimi. niye mi vermem? özenilmeden yazılmış tek cümlelik bir entryi artılamam, sözlükteki çoğu entryi bunların oluşturduğunu düşünürsek, ki; gerçek bu. bunları eksilemekten de bıkarım. bu yüzden 70 oyu geçmez işte. peki okuyup oylasam ne olur, parayla mı satın alıyorum vereceğim oyları? hayır tabii ki. ama çok kaliteli bir entrye de 1 artı oyum var, tek cümlelik güzel bir entrye de. bu yüzden kısa entrylerin, güzel olması yetmiyor gözümde. çok güzel olursa ancak veririm.

    işte bazı yazarların gözden kaçırdığı bir nokta var burada. oy verilmesi için çabalayan yazarlardan bahsediyorum. evet senin entrylerin oylanmaya değer olabilir ama dediğim gibi o kadar özensiz yazılmış entryler var ki. bu tek cümlelik entrylerin, anketlerin neresini oylayalım. eksilesek o da saçma, kim uğraşır lan bunun için.

    geçen hafta en çok entry giren yazarlar; sözlüğün okuru yok ise, -ki bence yok- sizin yüzünüzdendir. kızmayın valla öyle.

    bu kadar kolay yazar alınmamalı şu sözlüğe. bakın kolay kazanılan şeylerin değeri bilinmezmiş. daha belirleyici, daha eleyici taramalar yapılmalı. bekleme süresi uzun olsun en azından. kaybetme korkumuz olur. belki girilen entryler daha özenilerek girilir bu şekilde.

    şimdi belki şöyle düşünenler var aranızda; ulan dürrük, format dahilinde günde 1000 tane entry girerim, sana ne amk? kimsin sen? evet girebilirsiniz tabi. moderasyon da izin verir muhtemelen, formatlarına uyuyor çünkü. aynı ara formsunuz bir de, neyse. ama yarrak gibi bir kalitede olursunuz sonucunda. bu da acı bir gerçek değil mi? 100 bin yazarınız olur, 0 da okurunuz.

    hayatım boyunca kendi kurduğum dengeleme sistemine göre çalıştım. bir şeyleri dengelemeye. bu yüzden sadece uzun entryleri okuyup oyluyorum. kısa entryleri okuyacak kadar da boş zamanım yok yazık ki. konusuna göre okurum bazen, bazen de oylarım. ayrıca okunmak için nefretlik şeyler de yapmak istemiyorum. her yere bakınız vererek; bakınız ben şunu yazdım, okuyun mesajı vermek gibi. nikimi gördüklerinde insanların benden nefret etmesini istemiyorum anlayacağınız.

    ha bir de; şu sözlükte sevdiğim bir şey var. hep mi kötü amk değil tabi. mesela saatler harcayıp uzunca yazılan entryi yolladıktan sonra başlığa girip "özet geç piç" minvalinde girilen bakınızı, eksileyen insanlar olduğu için seviyorum burayı. benim gibilerin varlığı, bu güzel işte. en azından kalmam ve yazmam için bir neden. tabi bu "özet geç piç" minvalindeki bakınızı artılayan insanların olduğu gerçeğini değiştirmiyor. üzücü ama işte yapacak bir şey yok, siz de olacaksınız ki; değer bilelim amk, değil mi? sonra başlığın ilk entrysini dahi okumadan, başlığa bakarak ayar vermeye çalışanlar mı dersin, vallahi hayata dair dumur eden detaylar gibisiniz. başka da bir şey demiyorum sizin gibi ibnelere. iyi şeyleri yazacakken yine bir sürü bokluk. olsun ama.

    en önemli hususa gelelim;

    bu sözlükte yazar olmamla birlikte ekşi sözlük'e* yaptığım ziyaretler gittikçe azaldı. artık uludağ sözlük'te takılmaya başladım diyebilirim. acaba bir günde yazarlık vererek asıl amaç kaliteden ziyade insan kazandırmak mı? daha önemlisi tık almak mı? ziyaretçi sayısını arttırmak mı sadece? sonuç olarak amaç; sadece para kazanmak mı? eğer öyleyse zaten bize bir şey söylemek düşmez.

    sanırım görünmeyen karakter sınırını aştık.

    not: kimseyi uzun entryleri okumuyor diye suçlamıyorum, uzun entry yazmıyor diye de. sonra, tabii ki kısa entry de olacak, sonra bunlar da oylanacak. sadece fark edebildiklerimi yazdım.
    42 ...