Sefaretnâme, özellikle Osmanlı Devleti döneminde, bir dış merkeze sefir (elçi) olarak atanan kişinin, döneminin siyaset ve diplomasisine, ve bu arada da sefirlik görevinde bulunduğu şehrin ve ülkenin güncel hayatına ilişkin izlenim ve görüşlerini kitap şeklinde bir araya getirdiği eserdir. En tanınmış örnekleri Yirmisekiz Mehmed Çelebi ve Ahmed Resmi Efendi'nin sefaretnâmeleridir. Gözlem ve edebiyat yönünden ziyade, üstlenilmiş görev üzerinde yoğunlaşmış rapor özelliği olanlar "takrir" şeklinde anılırlar. Ait oldukları dönem hakkında verdikleri bilgilerin günümüz bakış açısının oluşturulmasına sağladığı katkının yanı sıra, sefaretname ve takrirlerin 18. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin reform arayışları süreci içinde kaydadeğer bir tarihi önem de arzetmişler, bu arayışlara kaynak oluşturmuşlardır.