Şimdi tarihi bilgilerimizi hatırlayalım. Göktürk daha doğrusu Türk Kağanlığı 550'lerde kuruldu. 580'lerde gücünün zirvesine erişti. Kore'den Kırım'a kadar hakim olduğu gibi, Akhun-Eftalit ülkesi olan Maveraünnehir, Horasan ve Afganistan'ı da kendisine bağlamıştı. Ancak 580'lerde ikiye bölünmeye başlayan Kağanlığın batı kanadı 610 yılında dağıldı. En batıda yine büyük bir devletolacak Hazar Kağanlığı ortaya çıktı. Horasan, Afganistan ve Maveraünnehir'deki Şehir Devletleri tam bağımsız oldular. Çoğunluğu Türk Beyleri tarafından yönetiliyordu. Batı Göktürk Kağanlığı'nın merkez bölgelerinde ise Türgişler, Karluklar, Çiğiller, Yağmalar gibi boy federasyonları devletleşmeye başladılar. Doğu Göktürkleri ise 630 yılında yıkıldılar ve bağımsızlıklarını kaybederek, 680 yılına kadar Çin'e bağlı yaşadılar. 680 yılında yapılan son ayaklanma başarılı oldu ve 745 yılına kadar yaşayacak 2. Türk Kağanlığı dönemi başladı.
670'lerde Arap Orduları Türklerin ve Acemlerin karışık olarak yaşadığı Horasan, Maveraünnehir ve Afganistan bölgelerine geldiklerinde, karşılarında parçalanmış Batı Türk Kağanlığından kalan şehir devletlerini buldular. Yine de bu şehir devletleri 70 yıl boyunca katledilmeleri pahasına da olsa büyük bir direniş gösterdiler ve zorla müslüman olmuş göründüler. Tam olarak müslüman olmadılar. O dönemde Araplar karşılarında istemi Yabgu çapında bir komutan bulsalardı, bırakın Maveraünnehir'e girmeyi, iran'ı hatta, Bağdat'ı bile kaybederlerdi. Neyse kendileri açısından şanslı dönemlerdeymiş. Nitekim Batı taraflarından, Kafkaslar üzerinden güçlü ve teşkilatlı Hazar Hakanlığına saldıran Arap Orduları ise hiç başarılı olamadılar. Hazarlar zaman zaman Kadkasları aşarak, Azerbaycan, iran ve Irak'ı yağmaladılar. Sırf bu düşmanlıktan dolayı Hazar Kağanları din olarak islamiyeti değil, Yahudiliği seçtiler. Bu durum ilerde büyük bir Türk nüfusun yahudileşerek, kaybolmasına yol açtı. Hazarlara bağlı olarak yaşayan Volga Bulgarları ise Hazarları sevmedikleri için kendi istekleriyle müslüman oldular. Bugün Kazan şehri etrafında yaşayan ve yanlış olarak Tatar olarak adlandırılan Türkler büyük oranda bu Bulgarların torunlarıdır.
Arap Orduları Seyhun ve Ceyhun nehri ötesinde göçebe olarak yaşayan Türgiş, Karluk ve Çiğil, Yağma Türklerine karşı da başarılı olamadılar. Çünkü adı geçenler nispeten daha düzenli süvari orduları toplayabilmekteydi. Ancak 750 yılında Talas Savaş'ında Karluklar Arap Ordusu yanında yer aldıki, bu tercih Çin'in 1930'lu yıllara kadar Orta Asya ve Doğu Türkistan'dan uzaklaştırılması bakımından çok faydalı olmuştur. Bu olaya rağmen Türklerle Arapların arası düzelmemiş, Maveraünnehir dışında kalan Karluk, Türgiş, Uygur, Kazak, Kıpçak, Kimek, Oğuz, Yağma, Çiğil, Basmıl, vs. adlarla boylar halinde yaşayan Türkler müslüman olmamıştır.
Abbasi Halifeliği'nin askeri gücünü kaybetmesiyle, Abbasi Halifeliği Şii Fatımi Halifeliği ve Büveyhiler Devletleri tarafından kuşatılmış, Horasan, Maveraünneir Bölgesinde ise Acem-Tacik asıllı Samaniler Devleti ortaya çıkmıştı. Böylece Arap-Türk Savaçları son bulmuş, bu defa Samanilerle, Türk Boyları, daha sonra da Karahanlı Kağanlığı mücadeleleri başlamıştı. Neyse mucizevi bir şekilde Karahanlı Prensi Satuk Buğra Han Müslüman olarak, amcasından Kaşgar Hanlığını aldı. Onun zamanından itibaren Türkler büyük gruplar halinde Müslümanlaşmaya başladı. Bu olaylar 930'larsda vuku bulmuştur. Daha sonra oğulları Karahanlı Kağanlığı'nın doğu kanadına da sahip oldular. Aynı zamanda komşu Türk boyları arasında da islamiyet hızla yayıldı. Bu arada Samanilerinn hakim olduğu bölgede daha önceden müslüman olan Türklere dayanan Gazneliler Ortaya çıktı. 1040 yılında ise Müslüman Oğuzlara dayanan Selçuklular ortaya çıkarak, kısa zamanda, Horasan, iran, Irak, Suriye ve Anadoluya hakim oldular. Böylece takriden 1000'li yıllards Türklerin çok büyük bir kısmı müslümanlığa geçti.
Talkan, Curcan vs. katliamların sonucu Türklerin zorla müslümanlaştırılmasından ziyade müslüman olmaları için 300 yıl daha beklemelerine yol açtı. Satuk Buğra Han'ın hayat hikayesi çok ilginçtir. Araştırmanızı öneririm.