en büyük nedeni tahammülsüzlük sanırım. artık öyle eskisi gibi nazını çekeyim, derdi varsa paylaşayım,
yanında olayım gibi şeyler bitti. en ufak olayda kafama uymadı, yorulmaya, çaba harcamaya gerek yok deyip
kestirip atmaya başladık. gerçekten bu kadar basit mi bir ilişkiyi bitirmek bilinmez ama görünen o ki
tüketim çağında her şeyi tez elden tükettiğimiz gibi aşkı da ilişkiyi de öylece tükettik.
bir de belki en önemlisi çiftlerin ilişkiye bakış açılarının ve beklentilerinin farklı olması.
böyle bir durumda istediğin kadar sev, bir şeyler yolunda gitsin diye çaba harca karşı taraf için bunların
bir anlamı yoksa pek de yaptırımı olmuyor o çabanın. ve kaçınılmaz son geliyor: ayrılık.
aşkı tükettik
oysa tek kelimeye sığıyordu dünya
şimdi milyon kere ifadeler sözlüksüz
şimdi ne sen kendinle barışık
şimdi ne ben seninle savaşta
hani herşey zıttıyla anlamlıydı
hani çelişkiydi gelişmenin tek nedeni
hani tek ölüm ayırabilirdi bizi
şimdi tek başına ölüm bizsiz
yok karşıtı yaşamın
aşkı tükettik