hoşlanılan kıza açılmaya karar vermek

entry25 galeri
    1.
  1. bazen kararların en anisidir.

    bir muhacir ne hissediyorsa ben de aynı şeyleri hissediyorum. üniversitdeki ilk yılımdı. bazı sebeplerden ürkek bir yıl olmuştu. kendimi buraya ait hissedecek bir şeyler yapmalıydım. ve yaptım da.

    kapının eşiğini tedirgin bir adımla geride bırakarak özel yurdumdan çıkıyorum. bugün özel. okulun ikinci günü. birinci günler hep hayal kırıklığıdır zaten, benim günlerim ikinci günlerdir.

    yağmur, şehrin en yüksek tepesine konuşlanmış kampüse, bardaktan boşanır gibi yağıyor. ben ise yabancısı olduğum bu topraklarda koşar gibi yürüyorum. tanrım diyorum amaçlı ama ürkek bir tavşanım ben. sanki gökyüzü en yakınına en sert tepkiyi veriyor. yağmur damlaları kampüsü ıslatırken ben, tepkimeleri düşünüyorum. sonra biraz daha düşünüyorum. sonra aklıma hoşlanılan kız geliyor. bu durumla ilgili bir benzerlik kuruyorum. hırsla dökülen damlalar hareketlerimi engellese de duygularımı engelleyemiyor.

    yağmur diyorum ilk olarak en yakınına, yani kampüse uğruyor. göz yaşlarını ilk ona döküyor, derdini ilk olarak ona anlatıyor. sonra şehrin diğer yanlarına dökülen yağmurlar da olanları haber veriyor.
    hoşlanılan kız benim en önemli varlığım bu kampüste. en acı derdimi anlatmalıyım, tüm gerçekliğiyle açılmalıyım. sonra diğer insanlar diyorum, bu kızı nasıl sevdiğimi bilmeli. ben gökyüzüyüm, o kampüs. şehrin diğer yanı, başka insanlar. sanırım fazla içmişim.

    yağmur yağmıyorken, dağınık olmayan saç ve sakalım, şimdi ahenkle birbirine karışıyor. sonra tanrıyla konuşuyorum. tanrım kim bilir ne kadar seksiyimdir. aslında yolda karşılaşılan kızların bakışlarından bu çok açık. yerinde olan özgüvenim artık daha da sağlamlaşıyor. o kadar çok kız var ki; bir an için hoşlanılan kızı aklımdan tamamen siliyorum. yeni düşüncelerle yoluma bir süre devam ediyorum.

    +tanrım şu kız ne kadar da güzel! bu kadar açık giyinirken nasıl da üşümez, acaba pompacısı var mıdır?

    +oovv arkadaki daha da iyi, lanet olsun bu parçalar bir harika. yaklaş yaklaş! yaklaştıkça daha da dehşet. (fazla amerikan filmi izlemiştim.)

    +aa bakıyo vallahi de bakıyo. konuşşam mı ki? oğlum dur, ağır ol.

    ilerlemeye devam ediyorum.

    +oha abi bu kız ne giymiş böyle, yok yok niye giyinmemiş doğrusu!

    o an bağırmak istiyorum beni geride bırakan bu kıza,

    "zemheri zürefası!" demek istiyorum. güzel şeylerini parçalamak istiyorum.

    buz kesen havalarda ince bir elbise giyerek gezen insanlara dedem bu şekilde bağırırdı, şehre yeni geldiğinde bu böyleydi. ben de yeni geldiğime göre bu hakkım saklı. sonra yere tükürüyorum ve "vazgeçtim" diyorum. bu durumdan o kadar memnunum ki anlatamam. göğüs uçları bir şaheser. tanrımmm. bunun için azad ediyorum kızı. hem dedem de diyorum tek başına olsa bağırmazdı. şovu çok severdi.

    sonra yoluma devam ediyorum. iyice yaklaşıyorum hedefime.

    fakülteye adımımı atıyorum. sınıfıma sakin ama kendinden bir hayli emin adımlarla yürüyorum. sınıf, içeride mükemmel teçhizatlar olacak ki kilitli. sanırım diyorum, öğrencilerine pek güvenmiyorlar. "sikerim amk bana ne" diyorum içimden. sonra ben mi kurtaracağım diyorum. koridor bir lise koridoru gibi ergen ve kalabalık. sonra o'nu tekrar görüyorum. tek başına, kalabalığı şaşı şaşı izliyor. yağmur vergisi özgüvenimi kullanarak hoşlandığım, sadece dün görerek aşık olduğum kızla tanışmaya karar veriyorum.

    elmacık kemikleri çıkık, düzgün hatlı bir yüze ve iyi bir fiziğe sahip esmer güzeli bir kız . ben ise ayıptır söylemesi, söylemiyorum.

    her zamanki gibi kendinden emin rolündeyim. kızın yanına sokuluyorum.

    +selam tanışalım mı? bu arada ahmet ben.

    -selam ben de elif.

    başka elif kim diye düşünüyorum. meleklerle konuşuyorum. "-de" ekinin kullanımına hiç bu kadar sevinmemiştim diyorum. başka elif'ler de var mıydı diyorum, tanrım harika bir olay. cennet! diyorum.
    elif birisine seslenecekmiş gibi kafasını çapraz bir şekilde uzatıyor ve sesleniyor da;
    -aşkım gel bak!
    aşkısı geliyor.
    $-selam bu arada bora ben. ($-=bora)
    gerisi geliyor zaten.

    bu olayı fazla umursamıyorum. madem çok fazla elif var, yılmadan hoşlanmaya devam etmeliyim diyorum. o gün tanışma faslı olduğundan bu yaptığım şerefsizlik pek dikkat çekmiyor.

    ve nihayet ders bitiyor. tanrım ne zor bir gün. aslında ders filan işlemiyoruz. yürüyerek özel bir sahibi olan yurduma yöneliyorum. yağmur bu kez daha sert. belki de bana öyle geliyor. bu genelde afyonu patlatmamı sağlar. ama bugünkü sinir yeter. yine de çok seksi olduğumu düşünerek yurdumun yolunu tutuyorum. oda numaramı dahi unutacak kadar afallatıcı olaylar yaşamıştım. sonunda odamı bulup, zorlanmadan içeri giriyorum. yakışıklılığıma bakmak istiyorum. bugün bora'dan daha iyi olduğuma yemin edebilirim. saçlarım bozulmasın diye kapıyı nazikçe açarak banyoya giriyorum.
    "siktir!" diyorum.
    aynaya baktığımda insan demenin zor olduğu bir yaratıkla karşılaşıyorum. şizofrenik bir şey olduğunu düşünüp mutlu oluyorum. aklıma tyler geliyor, marla geliyor sonra adsız ben geliyorum.

    banyodan matem dolu hislerle çıkıp yatağıma oturuyorum. ardından oda arkadaşım kilitli olan kapıyı zorla açarak geliyor. kahkaha atıyor, oğlum diyor, ne yaptın diyor, yarrak kafalı diyor . sonra yatağına uzanıyor. ne yaptım da bu kadar samimi olduk düşüncesi içimden yavaşça geçiyor. yağmur diyorum, tüm çirkinliğimi açığa çıkarmış. artık eminim diyorum kendi kendime. sonra yatağıma uzanıyorum. ve diyorum ki; tanrım, benim günlerim 3. günlerdir.
    6 ...