altı yaşındaki kuzenimin geçtiğimiz hafta tattığı acı.
o yaştaki bir kız çocuğu için ne büyük yıkım. ne kadar "o artık melek oldu, biz de bir gün onun yanına gideceğiz, ağlama bak o bizi görüyor dua etmemizi istiyor, biz onu göremesek de yanımızda" desem de, "ben ağabeyimin öleceğini biliyordum zaten" dedi, ve sessiz sessiz ağlamaya devam etti. ölmenin ne demek olduğunu sorduklarında "bir daha görememek" demiş ağabeyinin öldüğü söylenmeden önce. cenaze günü daha fazla ağlamasın, biraz hava değişikliği olsun diye hamburgerciye götürdüğümde oyun alanına gelen iki kardeşin yanına gidip "biliyor musunuz abim öldü benim, kardeşim öldü." demesi öyle iç parçalayan bir şeydi ki. sonra yemek yemek için yanıma geldiğinde "ama ben yine de çok üzülüyorum abimin ölmesine" demesi, apayrı. o yaşta hayal dünyasında bir çocuk için, bir ölümün yükü nasıldır kim bilir. ertesi gün mezarlıkta hepimizden daha metanetli, daha güçlü ama daha derin bakıyordu ağabeyinin mezarına. ah sayra! ağabeyin hep yanımızda güzel prensesim, hep bizimle, sakın daha fazla üzülme, bir gün onun yanına gideceğiz, zaten başka ne diyebilirim ki.