defne

entry64 galeri
    17.
  1. antik çağın deniz tanrılarından peneus'un kızı ırmak perisi defne bir gün Asi nehri'nin kıyısında dolaşıyormuş. tanrılar tanrısı zeus'un oğlu, Artemis'in ikiz kardeşi sarışın, saçları şöyle güneş ışınları gibi pırıl pırıl parlayan Apollon'a rastlamış. tesadüf bu ya tam da o sırada aşk tanrısı Eros oradan geçiyormuş ve Apollon'u görünce aklına Apollon'un ona 'okçulukta üstüme kimseyi tanımam, ben senden bile iyi okçuyum' lafları gelmiş ve Eros ceza olarak; ' kime saplanırsa onu sonsuz aşkla kavuracak altın saplı okuyla' apollon'u vurmuş, hem de tam kalbinden... ikinci okunu da peri defne'ye atmış. kime saplanırsa onu aşk ve tutkudan sonsuza kadar uzaklaştıracak bir okmuş bu! ve Eros defne'yi de tam kalbinden vurmuş. sonra Apollon umutsuz bir aşık olurken defne sürekli kaçmış ondan... ta Antakya'nın defne semtine kadar kaçmış. Apollon onu tam orda yakalayacakken babası yardımına koşmuş defne'nin ve kızını yer altına saklamış. efsane bu ya işte yer altına giren defne bir ağaca dönüşmüş ve apollon defnenin dökülen yapraklarını toplayarak kendine taç yapmış, böyle avunmuş.

    o yüzden apollon'un her heykelinde onu defne yapraklarından yapılmış tacıyla görüyoruz.

    defne özünde şakacı ve delişmen ruhlu olurmuş. antakyalılar onu yemeğe katarlarmış ki bu ruh insanın içine işlesin ve tadı damaklarda kalsın. sabununu yaparlarmış ki ruhları yıkansın... kızlarına defne ismini verirlermiş ki bir görüşte çarpsın, uzun yaşasın.

    defne'nin ruhu, insanı saran büyüsü, kokusu, özgür yaradılışı, yumuşak görüntüsünün direnci insanların ruhuna işlesin.

    *
    2 ...