insanın duygularını allak bullak edebilecek bir durum bu.
çok enteresan cidden. içinizde en ufak bir sevgi kırıntısı, aşk kırıntısı kalmamıştır. onu görmeye bile tahammül edemezsiniz, her hareketi bir süre sonra batar, söylediği her şey size saçma gelir, önemsemezsiniz. kısaca aşk bitmiştir. her şey bitmiştir.
gün gelir soğuk davranışlarınızdan rahatsız olarak derdinizi söylemenizi ister. işte o anda her şey ağzınızdan çıkıverir, '' artık seni sevmiyorum, eski heyecanım yok, senin yanına gelirken bile birşey hissetmiyorum, yalan söyleyemiyorum işte açık açık söylüyorum daha fazla üzülmemen için. üzgünüm '' dersiniz ve karşınızda, telefonda ağlamaya başlar. '' beni bırakma, lütfen. sana çok ihtiyacım var bu aralar. senin varlığın bile beni mutlu ediyor, seni çok seviyorum '' der. ne diyeceğinizi bilemezsiniz. üzülürsünüz. onu öylece, orada bırakıp gitmeye içiniz el vermez. ama her geçen saniye sizin için de bir azap gibidir. bana biraz süre ver dersiniz. hiç birşeyin değişmeyeceğini bile bile bunu söylersiniz ki sizsiz yaşamaya kendini alıştırsın.. elbet o son olacak ama. daha fazla geçiktirmek neden? bunu anlamak çok zor gerçekten.
edit: ayrılamadığım sevgilim eksiledi heralde bunu da..