kemalist insanlar denince yedi başlı ejderha olan hydra gelir aklıma. aynı bedenden vücut bulan, ama zihin yapıları çok farklı olan,hatta her kafanın diğerini yemeye çalıştığı,bu bedenden değil diye itham ettiği kişiler belirir zihnimde.
bir kemalist'in etik-akıl dengesi ve hayatı algılamadaki tutarlılığı genelde oturmamıştır. bu keşmekeşte mutlak suçlu elbette bu kişiler değildir.
her partinin tüzüğüne uygun bir m.kemal'inin olması,farklı din bilginlerinin delillerle kah çok dindar kah ateist bir profil sunması, her darbecinin onun fikirlerini inşa adına darbe yaparak yeni kemalist insanlar oluşturma çabası,her dönemin aydınının altı ok'un içini işine geldiği gibi doldurmasındandır,kemalistlerin din-siyaset-ahlak ve zihni terakkiyatta boşluğa savruluşları ve mutedili bulamayışları.
samimi olmak gerekirse,tam bu noktada kiminin rasyonel davranış kimininse takiyye olarak nitelendirdiği,yukarda bahsettiğim kitlelere bu malzemeleri verenin mustafa kemal atatürk'ün kendisinin olduğunu ve onu anlamaya çalışan biz gençlerin onu araştırdıkça kafamızın karışmasının müsebbibinin de o olduğu inkar edilemez bir gerçekliktir. gerçi bu durum kemalizmin,yani m.kemal sevgisinin tabana yayılması ve yok olmaması adına iyi iken,kemalistliği tek fikir-tek gerçek kabul eden kişileri şizofrene ve kişilik çatışmasına sürükleyebilmesi adına tehlikelidir.
kemalist olma azmindeki bireylerin şu anki kemalizm sanılan şeyin saydığım nedenlerin içinde en etkilisi olan, m.kemal'in oluşturduğu anayasa,kurumlar ve askeriyesinin yerine 1960 ile 12 eylül'de keyfi vesayet sistemleri kuranların mirası olduğunu görebilmelerini ümit etmekteyim. ayrıca gazi paşa'nın da hırsları,hayalleri ve de yanlışları olan bir insan, bir yönetici oluşunu, din,ahlak veya bilimde kişilere ebedi mürşid-rehber iddiasında olmadığı gibi, 21.yy'da her siyasi ve iktisadi meselenin ona atıfla çözülebileceği bir mutlak-ilahi zeka da olmadığını kabul edebilip, onu inkılap tarihçilerinin ittifakla söyledikleri, şahsına münhasır bir dönemde gelmiş,görevini ifa ederek tarihteki önemli devlet adamları arasında yerini almış bir lider, olarak görüp normalleşerek,eski türk devletlerinden beri yapılagelen kutuplaştırma-ayaklandırma-yıkma tuzağına düşmemelerini dilemekteyim.*