bu ülke

entry53 galeri
    22.
  1. --spoiler--
    SAĞ iLE SOL

    Mefhumların kâh gülünç kâh korkunç maskelerle raksa çıktığı bir karnaval balosu, fikir hayatımız.

    Tanımıyoruz onları, nereden geliyorlar bilen yok. Firavunlara benziyorlar, kalabalığa çehrelerini göstermeyen Firavunlara. Ve aydınlarımız, o meçhul heyûlâlar için ehramlara taş taşıyan birer köle.

    Kavga, insanla kader arasında değil artık, insanla kelime arasında. Rüyaları o bayraklaştırıyor. Yığınlar onun için yaşıyor, onun için dövüşüyor, onun için ölüyorlar. Mukaddeslerin rengine bürünen bir bukalemun kelime, semâvî kitapların şeytanı. Ve en tehlikelileri, toprağımızda doğmayanlar.

    Solla sağ, bu karanlık kafilenin öncülerinden ikisi.

    Sol, Latincede meşum, eski Almancada, eğri demek Cehenneme inen merdiven hep sola bükülür. Sağ, kibar ve imtiyazlı; Rabbin sevgili kulları sağında oturacaklar, diyor Tevrat.

    Solla sağın yeni bir hüviyetle politikaya sıçrayışı, Fransız ihtilaliyle yaşıt.

    Napolyon orduları ihtilalin ideolojisini dünyanın dört bucağına taşır; ideolojisini, yani kelimelerini.

    Avrupa, Fransanın mirasını muhabbetle benimser Aynı manevi iklim, aynı içtimaî yapı. Önce burjuvazinin11 bayrağıdır sol, sonra dördüncü sınıfın Hürriyettir, terakkidir, müsavattır. Sağa türbedarlık düşer; türbedarlık, yani ezeli değerlerin bekçiliği.

    Hangi ezeli değerlerin? ihtilal, istibdadın tasfiyesiydi; müjdeydi, ümitti, gelecekti. Sağ, daima çekingen, daima korkak, daima sevimsizdir. Çekingendir, çünkü maziyi temsil eder; maziyi, yani keyfiliği, kanunsuzluğu. Korkaktır, zira kanlı imtiyazların ve karanlık istismarların mirasçısıdır. Sevimsizdir, hangi mezarlığı ürpermeden seyredebiliriz? Avrupanın son iki yüzyıllık tarihi, solun zaferleri, sağ&ın hezimetleri tarihidir.

    Bize gelince Hudutlarımızdan salgın bir hastalık gibi girer sol, arazı, meçhul bir hastalık. Solcu, ithamların en korkuncu olur.Büyüden meşum, bedduadan netameli bir kelime. Sağ, daha nazlı, daha utangaç bir misafir. Ne zaman gelmiş, bilen yok! Türk adaleti, kimse tarafından benimsenmeyen bu silik ve şahsiyetsiz kelimeyi pek ciddiye almaz. Ve çeyrek asır nebatî bir hayat yaşar sağ.

    Sol, demokrasilerin zaferinden sonra yeni bir bekâret kazanır Avrupada, günahlarından arınır. Bizde de kasideler döşenilir, nazenine. Avrupa, bütün cinayetlerini sağa yükler. Sağ, yakın tarihin günahkâr tekesidir: kilisedir, cehalettir, faşizmdir. Batının en gerici partileri bu menfur vasıftan kurtulmağa çalışırken, bizde mukaddesatçıların21 bayrağı olur. sağ: Türkün âlicenaplığı Filhakika bu kirli ve karanlık kelimenin dünyada bizden başka şefaatçısı, bizden başka elinden tutanı kalmamıştır.

    Sol-sağ... Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit. Toplum yapımızla herhangi bir ilgisi olmayan iki yabancı. Solun halk vicdanında yarattığı tedailer: casusluk, darağaçları, Moskova: sağın, müphem, sevimsiz, sinsi bir iki hayal. Hıristiyan Avrupanın bu habis kelimelerinden bize ne? Bu maskeli haydutları hafızalarımızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
    --spoiler--
    0 ...