bizim çok bilmiş, kıymeti kendinden menkul kemocanların bir türlü kafasının basmadığı olaydır. çok değil bundan 9 -10 yıl önce halkın üçte biri şehirlerde, üçte ikisi de kırsal kesimde yaşarken bugün bu oran tersine dönmüştür.
halkın üçte birini doğdukları topraklardan koparıp şehirlere taşımak basite alınacak bir olay değildir. evet, ak parti öyle veya böyle onların diliyle konuşarak, dertlerini dinleyerek, nabza göre şerbet vererek ülke için bu önemli reformu gerçekleştirmiştir. hem de çok büyük sosyal, ekonomik çalkantılara yol açmadan.
işte kemocanların zoruna giden de budur. onlar şehirleri parsellemiş, rahata alışkın, vizyonsuz ve pervarsız bir avuç huysuz ihtiyarlar olduğundan mızmızlanıp duruyorlar. ülkenin sosyoekonomik geleceği bunu gerektirmesi falan umurlarında değil. zaten onların bunları düşünecek zihinsel bir çapları da yok.
ama yine de onlara bir müjde vereyim de sevinsinler. halkın üçte ikisi, dörtte üçü şehirlerde yaşayan bir toplumda ne şeriat olur ne de ortalamanın üstünde mahalle baskısı. boş yere evham yapmayın.
