Hepsi yalan görünenlerin dedi ve bir yudum daha yuvarladı yarı sıcak birasından esefle. Susmak
istemiyordu, bu çok belliydi ama konuşacakları da harap bitap çıkıyordu dudaklarından. Umutları
ile bulduklarını korkusuzca, dürüstçe ve savuşturmadan çarpıştırdı o yudumun peşinden. Bekledi,
bin ah ile denkleşemeyecek bir iç geçiriş takip etti ardından. Durmanın sınırını bilen ama
bunu düşünemeyecek kadar dolu bir adamdı. Çaresiz değildi. Umutsuz olduğunu düşündüm bazen ama
hepimizden fazla isteği vardı kızdığı hayattan. Sevdiği dünya, bir adım bile kaçsa ondan, uzun
yorucu bir düşünsel seyahate çıkardı. Tabureden inen ayaklarını takip eden bedeni, köhne bir
ceket ve gömlekle, kirden pas tutmuş, mavimsi bir kotla kaplıydı. Giysiler onun hayatının
standardını değil ama darp edilmişliğini iyi anlatırdı hep. Lavaboya gidişini izledim derin bir
sessizliğe kendimi kaptırırken. Saat ilerlemiş olmalı, dedim kendime. Bar sakinleşmiş, günlük
temizlik başlamıştı bile. Süpürgenin bir ileri, bir geri gidip gelişini görünce bu akşam ve
her akşam bu 250 m2'lik mekanda yaşananları alıp gider mi diye düşünmeden duramadım. Sonra
irkildim tatlı rüyamdan. Süpürgeyi tutan ellerin sahibine takıldı gözlerim. Mustafa, barın fır-
lama elemanıydı. Kavgası, çapkınlığı ve çenesi hiç durmazdı. Süpürülenler, süpürenler, taraflar,
güzel, çirkin, doğru, yalnış, suç... diye düşünürken çıkageldi lavabodan. Sıkıldım buradan,
hesabı ödeyeyim de başka bir yere gidelim, dedi. Paltosundan cüzdanını çıkardı ve biraz yoklayıp
parayı buldu. Ben öderim demeye kalmadan uzandı kasaya ve ödedi. Barın aksine, dışarıda yeni
başlayan bir zaman dilimi vardı ve ona dahil olmak isteyen insanlarla doluydu. Hızlı yürüyen
kalabalık gruplar, rezerve edilen masalar, alkolün etkisiyle olacaklar, çalınacak ezgiler,
oynanacak uzun, ağır bir harmandalı dahi aktı sinir uçlarıma. Hafif yalpalasa da, sarhoş olmayı,
iyi idare ederdi hep. Gerçekten sarhoş olduysa da, çok içtim kardeşim, bana hakim ol demeyi
ihmal etmezdi. 5-10 dk. yürüyüp sahile vardığımızda, yine etraf sakinleşmişti. Bu akşam, zamanın
dilimlerini biraz hızlı dolaşıyorduk sanki. Zihnim buna alışmakta kısa güçlükler bile yaşıyordu.