dün öğleden sonra saat 16 civarı ofis arkadaşlarımın benden habersiz alıp, diğer odada güplettikleri mini halley'in sondan üçüncüsüne minik bir ısırık attıklarında birde bakıyolar ki minik beyaz bir tüy topluluğu... (niye minik ısırık atarlar onuda anlamam, zaten ufacık bişey yut gitsin, ne o öyle tırnak keser gibi ısırmak ondan sonra amanın nidalarıyla gremlin gibi zıplamak...) daha sonra amerikan eyalet efsanelerinden etkilenen ve kendini gelişmişlik yolunda bir nefer zanneden tüm yurdum insanı gibi görev bilinci ile ülkeri aramalarına ve de bir yandan şikayet mektubu yollamalarına bir anlam veremeyen bendeniz kalan iki halleyi hiiiç öyle minik ısırıklara girip içinden bişiler çıkması gibi ihtimallere meydan vermeden hart diye yemişimdir.
bugün sabah ülkerden birileri arıyor binbir kibarlık vs vs gelip ürünü alacaklarını söylüyor. sonra şu satırlarımdan yaklaşık bir saat önce kapı çaldı baktım diğer odadan bi sesler geliyor, e tabii olarak bir gittim baktım güler yüzlü hafiften suçluluk ifadesi takınmış bir adam ve bu arada masaya bırakılmış içi ülker ürünleri dolu bir hediye çantası... ( bizim arkadaşların niye bu kadar bilinçli müşteri triplerine girdiğine dair jeton düşüyor)
oturduk adam ürünü istedi. baktı ve bu içindekinin bir çalışanın bone veya maskesinden düşmüş bir tüy parçası olduğunu söyledi. (zaten bizde öyle düşünmüştük) ve sonra dediki bu ürünün ambalajındaki bilgilerden üretildiği saate dakikaya ve o anda o birimlerde çalışanlara kadar her türlü bilgiye ulaşabileceklerini bununla ilgili gerekli takibin yapılacağını vs söyledi. ayrıca eğer istenilmesi halinde bu ürün içindeki yabancı maddenin incelenerek labaratuvar sonuçlarının verilebileceğini söyledi. tam bu noktada ben devreye girerek.
- yok yahu ne gerek var alt tarafı bir tüy (bu arada hediye olarak getirdiği paketleri açmış ve içinden yeni bir halleyi bi yandan yiyerekten) ne olacak canım raporu ne yapacaz diyorum ama kızlar gözüme alık alık bakıyo... evet canım ne gerek var falan demiryolar. ben devam ediyorum abicim diyorum sizin şanssızlığınız o halleyi bu kızların yemesi, onu ben yesem tek seferde atardım azıma içindekiyle bi güzel yerdim baksanıza minicik ısırmış olacak şeymi diyorum, adam gülüyor...
daha sonra bizim arkadaşlar ülkeri ne kadar sevdiklerini her gün tükkettiklerini bu olayın onları nasıl üzdüğünü geceler boyu nasıl uykularının kaçıp hüngür hüngür hıçkırarak ağladıklarını, almanyadaki teyzelerini arayıp dertleşmek istediklerini fakat çerolasıca türkselin nasıl giydirdiğini falan anlattılar. o ara ben halleyden doyup bisstike dalıyorum hatta hızımı alamayıp adama ikram ediyorum adam teşekkür edip almıyor, kıllanıyorum ama aldırış etmiyorum yinede yiyorum...
derken ayrılık vakti gelip çattı adam müsade istedi bizde müsade sizin dedik ve ülkerin güler yüzlü gönülalmacısını kapıya kadar uğurladık adam rahatsız olmayın lütfen falan dedi ama yinede uğurladık. bu arada kapıya en yakın ben varım, adamı yollayıp kapıyı kapatmamla arkamdaki arkadaşların-ki bunlar hanımefendi zapır zapır ayak seslerinin dolbi sorrağund ex uzaklaşma gümbürtüsü bir oldu. bir döndüm yoklar. bir baktım hediye gelen paketin başındalar bildiğin gremlin vıcır vıcır sesler dahil.
hatice netice derdi dedem;
adamlar diğer firmaların yaptığı gibi arızalı ürünü herhangi bir adres verip ödemeli yollayın deyip sonra da bir hediye kolisi yollayabilirlerdi.
yahut kötü ihtimalle cevap bile vermeyebilirlerdi.yahut iki ay sonra geri dönüş yapıp üzgünüz bi kahve içmeye bekleriz diyebilirlerdi. (bkz: iş bankası)
veyhut biz konuyu inceledik gereğini yapıcaz başka yardımcı olabileceğimiz bir şey var mıydı deyip, kaldıkları yerden düzmeye devam edebilirlerdi. (bkz: turkcell)
lakin yapmadılar. 20 saat gibi bir sürede kapımıza kadar gelerek hatalarını samimiyetle telafi yoluna gittiler. teşekkürler ülker.