fahrettin türkkan

entry42 galeri
    12.
  1. ingiliz himayesindeki şerif hüseyin'in oğulları ali ve faysal'ın adamlarıyla ingiliz askerlerinden oluşan birlikler medine'nin dış dünyayla bağlantısı keserek çöl kaplanı fahreddin paşa ve askerlerini zora düşürmek istemişler, hatta ingiliz hükümeti sadareti istanbul'u bombalamakla tehdit etmiştir. istanbul'dan gelen bir subay sadaretin medine'nin teslimini istediğini kendisine bildirmiş, fahreddin paşa padşah'ın iradesini istemiştir. ingilizler bunu sağlamış, bunun üzerine paşa "medine aynı zamanda dini önemi olan bir şehirdir, dolayısıyla sadece padişahın iradesi yetmez, şeyh'ül islam ve padişahın ayrıca halife olarak iradesi de icap eder" diyerek şehir teslim etmeyi reddetmiş. bunun üzerine bu istekleri de yerine getirilmiş ancak bu sefer de "medine'nin teslimini isteyen halife de, şeyh'ül islam da kendir iradesiyle hareket etmiş olamazlar." diyerek şehri yine teslim etmemiştir. bütün bu süreçte (ki, iradelerin sadece ve sadece bir osmanlı subayı tarafından bizzat getirilmediği takdirde ingilizleri ciddiye de almamıştır. haliyle bütün bu süreç aylar sürmüştür.) ise ingilizler ve lawrence'ın arapları değil şehre girmeye yeltenmek, iaşesiz, susuz, bineksiz çöl kaplanıyla bir kere bile olsun cephe savaşı yapmaya cesaret edememişler. mağlup osmanlı'nın başkentindeki mağlup idare yoluyla meseleyi halletmek için kedi gibi beklemek durumunda kalmışlardır. zira çöl kaplanı'nın ingiliz ordusu en az arap coğrafyası kadar iyi bilmektedir ve böylesi bir hataya düşmemek içinm yeteri kadar askeri bilgileri vardır. en sonunda paşa'nın askerleri arasında "padişah ve halifeye karşı geliniyor" gibi tereddütler yüzünde tek tük sesler çıkmaya başlamış, bazı arap kökenli askerlerden kaçanlar olmuş, paşa, askerin meylini görmek için bir oylama talep etmiş ancak "halifeye karşı gelmek" tereddüdü yüzünden oylama şehrin teslimi yönünde sonuç verince paşa ravza-i mutahhara'ya çekilip hz. peygamberin mezarında kendini hizmete adamıştır. şehrin teslim hazırlıkları tamamlandığında kendisine durum bildirilmiş ancak paşa yine bunu kendine yedirememiş ve teslimi yine reddetmiştir. bu sırada bazı subaylar ispanyol nezlesinden mustarip paşanın kılıcı ve silahını gece vakti bir bahane ile alması için emir subayıyla anlaşmışlar, bunu sağladıktan sonra paşanı elini öpme, omuzlara alma bahanesi ile paşayı yavaş yavaş ravza-i mutahhara'dan uzaklaştırılarken paşa durumu anlamış, "bari kılıcımı hz. peygamberin mezarına bırakayım" demiş, son olarak fahri alemin mezarından yine ayrılmak istememiş, bu sefer biraz da zorla uzaklaşatırılmıştır. düşmanları, malta esirliğinde dahi üniformasını üzerinden çıkattırmaya cesaret edememiş bir adamdır, ömür fahrettin türkkan.
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük