Son derece haklı olduklarını düşündüğüm bir eylem.
Zira bu ülkede eylem yapacağım derseniz eyleminiz bir şekilde pasifize ediliyor. Anlık tepkiler verebiliyorsanız bir şeyleri elde edebiliyorsunuz.
Yani kısacası seven öpülüyor, öpen seviliyor.
Birileri çıkıp diyor ki bizi mağdur ediyorlar. Yalan, yok öyle birşey. Mağdur eden yine THY yönetimidir.
Bakın bakalım yurt dışında benzer eylemler olduğunda havayolları firmaları ne yapıyor. Gidiyor diğer firmalardan uçak kiralıyor, yolcularını diğer firmaların uçuşlarına yönlendiriyor insanları mağdur etmemek için çözüm üretiyor. Bizim şark kurnazları hiç oralı bile olmadan yine ihaleyi çalışanların üzerine yıkıyor. Yemezler. Hakkının gasp edildiğini düşünen THY'nı arayıp şikayet edecek. Madem personelin sorun çıkarıyor banane kardeşim, ben biletimi alıp zamanında geldiysem alana eşşek gibi benim hizmetimi sağlayacaksın diyecek. Ama bizim milletimiz yine suçluyu yanlış yerde arayıp hakkını arayanı çarmıha geriyor.
Anlaşılması gereken durum şudur. [b]Bugün bu pasif eylem yapılmasa ve torba yasa meclisten geçse çalışanların grev hakkı elinden alınacaktı. Yarın Hava-iş çıkıp grev yapacağız diyemeyecekti[/b]. Haklı olarak böyle bir yola başvurmak zorunda kaldılar. Sonuna kadar desteklerim.
Başa gelen bir mevzuyu paylaşayım. Eski işim sahne ve dekor üzerineydi. Zamansız saatsiz çalışmanın hüküm sürdüğü cinsten. Yeri gelir 40 saat eben pörtleyene kadar çalışırdın o işte. Yılbaşı arefesinde elimize yeni bir iş geliyor. işin başlangıç tarihi önce 4 ocak olarak lanse ediliyor. iyi diyoruz yılbaşı tatilinde yatarız. Fakat bizim şark kurnazı müdür çıkıp diyor ki utanmadan yılbaşı sabahı saat 09:00 da x yerdeki otelde olunacak şekilde iş yerinde hazır olsun montaj ve üretim ekibi. Biz öncesinden tatil yapacağımızı düşünürken adamın dediğiyle ifrit oluyoruz. Ama kimse sesini çıkaramıyor tırstığından. Başımızdaki şef olacak dallandırma bile gidip tek kelime etmiyor. Dayanamayıp gidiyorum adamın yanına.
Yahu bizim tatilimiz bu, işin de acelesi yokken bir anda niye program değişti.
Diyor ki erken bitsin paramızı alalım.
Peki diyoruz o zaman öğleden sonra gelelim. Yiyeni içeni sevişeni var. insanları sabahın köründe buraya getirmeyin o zaman, acelesi yok nihayetinde.
Yok diyor herif illa.
Peki diyorum bu gece işçilerin hepsi alkol komasına girse yarın işe gelmese ne yapacaksınız?
O zaman biteriz diyor.
Zaten ebemiz pörtlüyor, bırakın herkesin keyfini sürdüğü saatte biz de azıcık keyfini sürelim.
Yok diyor.
Peki diyorum ben de, herkes 3 gün hastalanacak, işinize gelirse. (ben işten çıkarılmayı göze aldım bu arada birkaç arkadaşla beraber)
Geleceksiniz diyor müdür.
1200 lira veriyorsunuz diye buranın kapı köpeği değilim. iş kanunu var önünüzde, raporu getirdiğim sürece bi halt yiyemezsiniz diyorum. Personelin yarısı getirse yanarsınız, tam gün izin aradığımız yok, sadece öğlene kadar gelmeyelim yeter.
Hiçbir yere gidemezsiniz diyor. Geleceksiniz paşalar gibi.
4 gün sonra görüşürüz diyorum ben de.
Benden sonra birkaç kişi daha benzer konuşma yapıyor kendisiyle.
Sonuç mu,
Öğleden sonra saat 15:00'da toplanıyoruz. Otele gidişimiz saat 16:00, içeri girip işe başlamamız saat 20;00.
Yani anlayacağınız gibi bazı işler seve seve olmuyor. Diş göstermeyince bu ülkede kimseye hakkını vermiyorlar.
Aslanlar gibi yapsınlar pasif eylemlerini ve hatta grevlerini. Mağdur oldum diyenlere de yukarıda verdiğim örneklerden yola çıkarak haklarını THY üzerinden aramalarını tavsiye ediyorum.
Metin Külünk'e ithafen yazılmış bir Kabin Memuru yazısı.
[i]
"75 milyon diyor ama biz lufthansa'da uçuyoruz sanki.. halk perişan ediliyor diyor, halk dediği biz değiliz sanki.. insanlar, hastasına, sınavına, düğününe gidemedi diyor. ulan sen bayram sabahı oğluna elini öptürürken ben anamınkini 4 gün sonra öptüm. sen, karına sarılıp yatarken ben gecenin 3'ünde karda kışta uçuşa gittim. sen servisinde, evine uyuyarak giderken; benim servisim nijerya'da silahlı saldırıya uğradı. sen 20 dakikada bir sigara molası verirken ben, eksik ekiple 16 saat mesai yaptım. sen sıcacık ofisinde oturup, sıcacık çayını içerken ben, karın kışın ortasında babetle yolcu karşıladım. sen kendini halsiz hissedip 2 gün işine gitmediğinde ben, işten atılma korkusuyla rapor alamayıp 10 tane penisilin iğnesini uçakta yedim! dedemin öldüğü gece, yasal hakkım olan mazeret iznimi onaylamadığın için uçuşa gitmek zorunda kaldım![/i]
Bu arada bizim müdür de yılbaşını isviçre'de kutlamaya gitti aynı akşam.
O yüzden işsiz diye maaşını yüksek görüp sektirmeyin oturduğunuz yerden. Ben de şu an işsizim ve imkanım olduğu için bulduğum her işe atlamıyorum. Yaptığım işin hakkını vermeyecek yerlerde çalışmaktansa çalışmamayı yeğlerim. Komik gelecek ama param belli sınırın altına inerse gider simit mendil satar esnaf esnaf dolaşır kartvizit el ilanı için iş toplarım ama yine de hakkımı yiyenlere boyun eğmem.
Evet o işten çıkarıldım. Hiçbir sebep gösterilmeden hemde. Ciddi söylüyorum totomuzla güleceğimiz bir olay bu, hiçbir sebep gösterilmeden işten çıkarıldım. Tazminatımı vermeyeceklerdi hesapta ama yine diş gösterdim ve eşşşşek gibi ödediler. son kuruşuna kadar aldım paramı.
Hakkınızın yenildiğini düşünüyorsanız sesinizi yükseltin. Sigortanız asgariden mi yatıyor. SGK'ya şikayet edin. Gerekirse işten çıkartılırsınız ama o adamdan da tüyü bitmemiş yetimden yediği haramı fazlasıyla aldırın. Yapın bunları yahu, bu kanı bozuklar sesini çıkarmayanlar yüzünden bu kadar palazlanmış çıkıp hakkını arayan kesime bik bik ediyorsunuz.
Vallahi utanıyorum bu söylemlerden billahi utanıyorum. Yok asgariye çalışan niceleri varmış iş beğenmiyormuş. Arkadaş sen hayatında kaç kez uçtun, uçuşta kulaklarının ne hale geldiğini bilir misin? Fiziksel zorluklarını at bir kenara, doğru düzgün ingilizcesi olmayan elin tunuslusu gelir sektirir, sarhoşu ayrı dert cep telefonunu kapatmayan ayrı dert. var oğlu var. Kışın da uçtum, yazın da uçtum, konserve gibi uçakta 2 saat bekleyen yolcudan ana bacı dümdüz küfür yiyen de bu personel. Maaşları iyi olabilir şimdiki halinize göre. Maaş derdinde değiller zaten. Tek istedikleri var olan haklarını korumak.
Lan hepsini geçtim şu ülkede bi Turgut ÖZAL kişiye özel kanun çıkarttı. Dünya literatüründe ilk kez, bir de bu Metin KÜLÜNK. Utanmadan bunu dile de getirebiliyor demokrasi diye. THY için özel kanun çıkartıyorlar yahu. Yuh lan, hiç vicdan yok millette.